Tarihler 840 gösterdiğinde merkez şehri Türkistan bölgesindeki Karabalasagun şehri olan ; Karluk, Yağma, Çiğil ,Uygur, Tugyu ,Çiğil Yağma ve son olarak Uygur Türkmen faraziyelerinin bir araya gelmesiyle kurulan Karahanlılar devletin şüphesiz siyasi ve kültürel kimliğinin en önemli özelliği Anayurtta kurulan ilk Türk İslam devleti olmasıdır. Türk İslam Medeniyetinin Bilim ve Toplum kanadına her biri mücevher değerlinde kazanımlar sağlayan Karahanlıllar devletini ilk olarak adının kökeni ve İslam’ı topluca kabul süreçlerini ele alarak detaylıca ele almaya başlayacağız.
A) Karahanlı devletinin tarihi kaynaklara göre anılış şekilleri ve islam dinini kabul süreci
İslam kaynaklarından El Hakaniye , Mülükül Hakaniye El Afrasyiaboğulları olarak Türk Kayanaklarında ise Türk Uygur Hakanlığı olarak adlandırlan Karahanlılar devletine bu ismi veren Rus şarkiyatçışı İvan Girorev tarafından 1864 yılında yazılan bir makalede bu devleti Karahanlı devleti olarak adlandırmasıyla başlanmıştır. Grigorev’in bu ismi verme sebebi bu Devletin hakanlarının unvan olarak sıklıkla kara unvanını kullanmaları etkili olmuştur . ( Yazıcı 2019) Bu konu hakkında bazı tarihçilerimizin karahanlı devletinin kurulduğu bölge ve kaynaklardaki diğer isimlendirme şekillerine bakarak Rus imparatorluğunun Girigorevin makalesine paralele olarak Türkistandaki asimilasyon çalışmalarınında bu isimlendirmede etkili olduğunu savunmaktadır.
Karahanlı devletinin İslamiyete topluca geçiş süreci hakkında kaynaklarda iki farklı hikaye bulunurken biz bu ödevimizin genel ilerleyişini dikkate alarak daha çok rivayet özellliği taşıyan hikayeyi es geçiyor öğrenme insiyatifini okuyucunun takdirine bırakıyoruz. Bahsettiğimiz ikinci hikayeden bahsedecek olursak kurulduğu günden yıkılana kadar iç ve dış siyasi çekişmelere sahne olan Samanoğlu devletinde taht mücadelesinde geri düşmüş bir şehzadenin Karahanlı Hükümdarı Satuk Buğra Hana sığınması ve süreç içerisinde Müslüman olan bu Samanoğlu devleti şehzadesinin gerek günlük yaşantı ve ibadetlerinden gerekse hal, tavır ve olaylara yaklaşımından çok olumlu etkilenen Satuk Buğra Hanın İslamiyet dinini daha yakından tanımak istemsine vesile olmuş olup bu dini benimsemesinde etkili bir pay sahibi olmuştur.
Çok önemli bir nokta olarak gördüğüm bu Samanoğlu devleti şehzadesi vasıtasıyla İslamiyete geçiş üzerinde durmamızın asıl sebebi bu durumun Türk islam medeniyetine hem siyasi hem kültürel hem de eğitim ve bilim hareketlerinde önemli bir etkiye sahip olmasıdır. Nedenine gelecek olursak İran coğrafyasında hüküm süren Samanoğulları devletinin bu köklü medeniyetinin her türlü etkin bakiyesini bünyesinde barındırması ve Karahanlılarla bu büyük temasla bu bakiyeyi Türk İslam Medeniyetlerine aktarmasıdır . Bu kanıya şuradan örneklerle varılabilmektedir ki ; Birbirlerinin devamı olarak nitelendirilen Karahanlı , Gazneli ve Büyük Selçuklu İmparatorluklarına baktığımız zaman ki bunu iler ki sayfalarda dikkatlice inceleyeceğiz , bu devletlerimizde hem yönetim ve bilim adamı kadrolarında iran kökenli insanların artması örnek vereceksek Gazneli devletinde öne Çıkan Firdevsi ve Büyük Selçuklu devletinde Nizamülmülk örnek verilebilirken yine kullanılan Türkçenin arılığı bakımından incelendiğinde Karahanlı Devletininde Kaşgarlı Mahmud taradından ele alınan Divanı Lugati Türk adlı eserden başlayarak Büyük Selçuklu devletinde verilen bilimsel ve edebi eserlerde artarak devam eden farsça etkisinden başlayarak devam eden farca dil ağırlığı ve bununda saray teşkilatı ve padişah unvanlarına yansımasından şiddetle görebiliriz. Parantezi kısa bir cümleyle özetleyecek olursak bir din değişikliğin toplumun ve devletin her kademsinde nasıl karşılık bulduğunu ve aşamalı olarak etkisini nasıl arttığını göstermek açısından zannımca yeterli bir örnek olacaktır.