Konu yine İsrail - Filistin Savaşları… Yazmaktan üşenmedim, sakın yanlış anlamayın. Sadece bu savaşın bitmesinden ve sivillere zarar gelmemesinden yanayım. İsrail’in amacı belli. Filistin’in bayrağındaki kırmızı rengin anlamı belli. Bilmeyenler için yeniden tekrarlayalım: Filistin bayrağındakı o kırmızı renk Şerif Hüseyin öncülüğünde ayaklanan Arapların döktükleri Osmanlı kanını sembolize eder. İsrail’in ise Türkiye’nin Doğu ve Güneydoğu bölgesini içine alan bir Büyük İsrail Projesi var karşımızda. Hepimizin temennisi iki tarafta da sivillere zarar gelmemesidir. Türk halkının İsrail’i boykot etmek için yere Coca Cola döktüğü, Filistin bayraklarının havada uçuştuğu konvoylar, Türk askeri Gazze’ye gidenler…
Bu durumları değerlendirir isek Coca Cola ve Coca Cola şirketinin ürünlerini dökmek İsrail’e bir şey kaybettirmez çünkü bir yerden kısarken bir yerden alıyorsunuz ve bunun farkında değilsiniz. Blendax, Clear şampuanları alarak mesela en basit örnek olarak vereyim. Yani dünya bir etkileşim halindedir. Mesela Ukrayna - Rusya savaşı olurken Türkiye, Ukrayna’dan buğday satın aldı bir diğer örnek olarak. Dünya bir etkileşim halindedir. Biz istesek de istemesek de ayak uydurmak zorundayız.
İkinci konu arabalarla konvoy yapmak… Konvoy yaparak, Filistin bayrağı sallayarak bir yere varamazsınız. Filistin bayrağındakı kırmızı rengin anlamı kandır kısacası. Filistin bayrağının tasarımcısı İngiliz bir diplomat olan Mark Sykes ve İngiltere’nin devlet kurmak vaadiyle Şerif Hüseyin öncülüğünde ayaklanan Araplar, Osmanlı’yı resmen sattı. Satmak demişken Filistin, İsrail’e toprak da sattı.
Üçüncü konu ise Mehmetçik Gazze’ye diyenler… Mehmetçik Gazze’ye niye gitsin? Her gün ben ailemi ne zaman göreceğim duygusu ile yaşayan asker, niye öne sürülsün? Ve bu çağrıyı yapan kişi Fatih Erbakan… Fatih Erbakan, askerliğini bedelli yapmıştır. Gerçi bu vatan için bedel ödemek parayla olmaz, olamaz! Asker, kimsenin şahsi malı değildir ve olmayacaktır! Zamanında yapılan hataların acısını Türk askeri üzerinden çıkarmanıza izin vermeyiz! Önceki yazımda da belirttiğim devlet kin tutmaz, devlet ağlamaz, devlet gülmez, devletin insani duyguları yoktur. Sadece ve sadece devletin çıkarları söz konusudur. Paragrafı Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün şu sözüyle bitirmek isterim:
“Yurtta sulh, cihanda sulh!”