12 Ocak 1905'te Mehmed Nail Bey ve Fatma Zehra Hanım'ın çocuğu olarak dünyaya gözlerini açtı Hüseyin Nihal. İstanbul Lisesinde Öğrenim gördükten sonra Askeri tıbbiye'ye yazıldı. Genç ve idealist olan Atsız, Ziya Gökalp'in Türkçülük ile ilgili olan fikirlerinden fazlasıyla etkilendi ve bu ilgi her geçen gün arttı. Yazarlığına dair bildiğimiz ilk somut kaynaklar ise bu yıllardan gelmekte.
1921-1925 yılları arasında haftalık bir mecmua ve bazı günlük gazetelerde "H. Nihal" imzasıyla yazılar yazan Atsız Bey'in Askeri Tıbbiyedeki güzel gençlik yılları Arap asıllı bir teğmen'e selam vermeyi reddedince son buluyor, ve Tıbbiyeden uzaklaştırılıyor.
Bu olaydan sonra fazlasıyla üzülen Nihal Atsız Kabataş Erkek Lisesinde yardımcı öğretmen olarak çalışıp buradan da çeşitli nedenlerle ayrıldıktan sonra Öğretmenlik Yüksekokuluna başlıyor.
1930 senesinde mezun olıp, bir yıl geçtikten sonra ise Fuad Köprülü'nün yanında Asistan olarak çalışmaya başlamasıyla hayatı adeta değişiyor. İlk dergisi olan "Atsız Mecmua" yı bu esnada kaleme alan genç yazar Türkçülüğün ilmî çevrede işlendiği bir bakış açısı oluşmasına sebebiyet vermiştir. Türk milletinin kendi tarihine olan bağlılığının artmasına vesile olmuştur ki bu kendisi için büyük bir gururdur.
Çeşitli olaylar sonucunda asistanlık görevini bırakmak zorunda kalan Atsız, Sırasıyla Malatya ve Edirne liselerinde Edebiyat öğretmenliği yapmış bu esnada kalemini iyice güçlendirmiştir. Fakat çeşitli siyasi nedenlerden ötürü öğretmenlik görevine son vermiştir.
1939 yılında Ateş Çocuk isimli dergide pek çok nesli etlileyecek ve Türkçülük yoluna girmelerini sağlayacak olan, Birinci Göktürk devleti'nin yıkılıp Kürşad eşliğinde bağımsızlık arayışını anlattığı kitabı olan "Bozkurtların Ölümü" romanını yazıp Türk tarihine ölümsüz bir eser bırakmış Atsız Bey.
Eski bir arkadaşının Milli Eğitim Müdürü olmasıyla birlikte çok sevdiği öğretmenliğe geri dönmüş, fakat bu görevinden tekrar ayrılmıştır. Atsız' son dergisi 1964 senesinde çıkardığı ve 143 sayı yayınlanan "Ötüken" dergisidir. Hayatının son yıllarında son romanı olan ve kendi hayatıyla büyük ölçüde örtüşen Ruh Adam'ı yazmış, ve Ruh Adam olarak anılmaya başlamıştır. Atsız Türkçülük tarihinin şüphesiz en önemli figürüdür.
Yazığı pek çok şiiri, makalesi, dergisi bulunan Hüseyin Nihal Atsız'ın en büyük ümidi şüphesiz gelecek nesiller olmuş, onlara Türklük sevdasını aşılamaya çalışmıştır. Hayatını bu uğurda geçirmiş ve 1944 yılından bizlere şu dizeleri iletmiştir; "Vaktiyle bir Atsız varmış... derlerse ne hoş!
Anılmakla hangi bir ruh olmaz ki sarhoş?"