Türkiye'de anarşizm, genellikle politik, toplumsal ve ideolojik anlamda tartışmalara sebep olan bir konudur. Anarşizm, devlet otoritesine karşı çıkarak, bireysel özgürlüğü ve toplumsal düzeni savunan bir ideolojidir. Türkiye'de anarşizm, 19. yüzyılın sonlarına doğru Osmanlı İmparatorluğu'nda ortaya çıkmıştır.
Osmanlı döneminde, anarşizm düşüncesi genellikle Batı'dan gelen etkilerle, özellikle de Avrupa'da yaygınlaşan anarşist fikirlerle tanışılarak kabul görmüştür. 19. yüzyılın sonları ve 20. yüzyılın başlarında, anarşizm fikirleri çeşitli entelektüel çevrelerde ve özellikle işçi sınıfı arasında popülerlik kazanmıştır.
Türkiye'de anarşizm, özellikle 20. yüzyılın başlarında siyasi olaylar ve çatışmalarla bağlantılı olarak öne çıkmıştır. 1908'de II. Meşrutiyet'in ilanından sonra anarşist düşünceler, sosyalist ve komünist fikirlerle birlikte yayılmıştır. Osmanlı İmparatorluğu'nun çöküşü ve Cumhuriyetin kuruluşu sürecinde anarşizm, siyasi sahnede etkili olmuş ve çeşitli eylemlere yön vermiştir.
Türkiye'de anarşizm, zamanla farklı dönemlerde değişiklik göstermiş ve çeşitli gruplar, örgütler ve düşünce akımları içerisinde temsil edilmiştir. Anarşizmin yanı sıra, anarşistler genellikle toplumsal eşitlik, özgürlükçü bir toplum ve devletsiz bir düzen arayışı içerisinde olmuşlardır.
Günümüzde Türkiye'de anarşizm hala varlığını sürdürmektedir. Fakat, toplumun genel politik görünümü ve ideolojik eğilimleri göz önüne alındığında, anarşizm genellikle diğer politik akımlarla rekabet içerisinde ve daha az etkili bir konumda bulunmaktadır.
Anarşizm, Türkiye'de toplumsal ve politik tartışmaların bir parçası olmaya devam etmektedir. Ancak, genellikle diğer politik görüşlerin gölgesinde kalmış ve toplumsal alanda geniş çaplı etkileri sınırlı kalmıştır. Yine de, anarşist fikirler, bireysel özgürlük, adalet ve toplumsal eşitlik gibi konularda toplumun farklı kesimleri arasında tartışılmaya devam etmektedir.