Gazi Mustafa Kemal Atatürk'e suikast girişimleri oldu, annesini kaybetti, babasını kaybetti, cepheden cepheye koştu, padişahın İngiliz mandası emirlerine karşı gelip askerlikten istifa etti, devrimler gerçekleştirdi, "Hatay benim şahsi meselemdir." dedi, bunun üzerine gitti, komaya girene kadar şahsi meselesi olan Hatay ile ilgilendi. Gazi Paşa'ya siroz teşhisi Mart 1938'de koyulmuştu. 22 Ekim 1938'de ilk komasına girmişti. Doktorları sürekli durumunu rapor etmekte idi. 29 Ekim'de manevi kızı Sabiha Gökçen'e "ekim ayını çıkarabilsem bile kasım ayını çıkarabilir miyim bilmiyorum." demişti. Atatürk, 8 Kasım'da ağır bir komaya girmişti. Doktorları artık 12 saatte bir Atatürk'ün sağlık durumunu rapor ediyordu. Atatürk'ün girdiği komadan kurtulmasını Atatürk'ü tedavi eden doktorlardan bir tanesi "ölüm, ondan korktu." demişti şayet yirminci yüzyılın teknolojisi ile bu bir mucizedir" demişti. Gazi, 10 Kasım'da saat 09.05 geçe yaşamını kaybetmişti. Gazi'yi ağlayan erkekler, kadınlar, çocuklar, yabancı büyükelçiler... İtalyan radyolarında bir anons yapılıyordu: "Sezar, İskender, Napolyon ayağa kalkın." Büyüğünüz geliyor!" Gazi, Dolmabahçe Sarayı'ndan Ankara Etnografya Müzesi'ne taşınmıştı. Gazi'nin naaşı 15 sene Ankara Etnografya Müzesi'nde beklemişti. Atatürk' ün kabrinin nereye gömüleceğine dair 17 kişi tarafından devlet izinli bir komisyon kurulmuştu. Bu komisyon 9 yeri uygun görmüştü fakat dokuzu da belirli nedenlerden dolayı olmayacaktı. En sonda bir Aydın Milletvekili Mithat Aydın çıkıp itiraz etti ve Rasattepe dedi. Rasattepe'nin bir tarafı Etlik'e bakarken diğer tarafı Dikmen'e bakacaktı. Bu da neredeyse o dönem neredeyse bütün Ankara'yı kapsıyordu. Etlik ve Dikmen kentlerinin tam baktığı yere Anıtkabir yapılacaktı. Bunun tarihi önemi de olacaktı: Hititler, Frigler vs. Her şey planlı yapılmıştı Anıtkabir'de. Aslanlı yol, 24 Oğuz Boyu'nu, Anıtkabir'deki kulelerin her biri bir zaferi kapsamakta idi. Anıtkabir'e çıkarken 42 merdiven vardır. O merdivenler Atatürk'ün cumhuriyeti ilan ettiği yaşı işaret ediyordu. Yani oradaki her şey detaylıca yapılmıştır.
Hep deriz ya "Fikirler Ölmez" diye... Hiç merak ettiniz mi? Çünkü kişi bedenen ölür ruhu fikirleri yaşadıkça daima yaşar. Yaşattılar ve bunu yaşatmaya devam edeceğiz...
Paragrafı Türk'ün son başbuğu Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün şu sözleriyle bitirmek isterim:
"Benim naçiz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır ama Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır."