Dadaizm 20. yüzyılda Avrupa’da ortaya çıkmış ve ardından Amerika’ya uzanarak tüm dünyayı etkisine almış bir sanat hareketidir. 1. Dünya Savaşı'nı protesto etmek amacıyla Zürih, Berlin, Köln, Paris gibi şehirlerde yaşayan Avrupalı sanatçılar tarafından ortaya çıkarılan bu sanat akımı, dönemin karamsarlığına karşı bir duruş sergilemeyi başarmıştır.Edebiyat, tiyatro ve resim sanatında etkili olan bu hareket, alışılmış estetik ve dil biçimlerinin dışına çıkarak yeni değerler doğurmuştu. Umutsuzluğa düşmüş insanlığı sarsmak ve şaşırtmak isteyen Dadacılar, isteklerine ulaşmış ve sanat alanında çığır açmışlardır.Tristan Tzara, Jean Arp, Richard Hülsenbeck, Jacques Magnifico, Marcel Janco ve Emmy Hennings gibi o dönem genç ve savaş karşıtı olan sanatçılar, 1916 yılında Hugo Ball’in Zürih’te açtığı bir kafede toplanarak bildirilerini yayımladılar.Dadacılar, aklın hiçbir değerinin ve öneminin olmadığını savunur. O yüzden bu sanat akımına dair eserlerde hiçlik, absürtlük ve anlamsızlık dikkat çeker. Ayrıca bu hareketin belirleyici özelliklerinden biri de her şeye kuşkuyla yaklaşılmasıdır. Bu akımı takip eden sanatçılar, çevrelerinde vuku bulan her şeyi sorgular.Dadacılar; alışılmış kalıpları, tabuları yıkmaya çalışmış ve bunda da başarılı olmuşlardır. Özellikle Dadaist edebiyatçılar dil, biçim ve uyak kaygılarından uzak durmuşlardır. Dada edebiyatı bu yönüyle Orhan Veli Kanık, Oktay Rıfat ve Melih Cevdet Anday'ın öncülüğünü yaptığı Garip Hareketi'ne benzetilebilir.Dadaizm akımının yaratıcıları akımın ismini koymakta sözlükten yararlanmışlardır. Rastgele bir sayfa açan ve fransızca çocuk dilinde tahta at anlamına gelen bu kelimeyle karşılaşan sanatçılar da akıma Dadaizm, Dadacılık adını vermişlerdir. Akımları edebiyatımızla karşılaştırıldığında Cumhuriyet Sonrası Edebiyat Döneminde ortaya çıkan ‘Garip’ topluluğuyla normları tanımamak, tabuları yıkmak gibi benzerlikler göstermektedir.Çıkardıkları çok sayıda derginin içinde en önemlisi 1919-1924 arasında yayınlanan ve Andre Breton, Louis Aragon, Philippe Soupault, Paul Eluard ile Georges Ribemont-Dessaignes’in yazılarının yer aldığı “De Litterature” (dö Literatür)’dü. Dadacılık 1922 sonrasında etkinliğini yitirmeye başladı. Dadacılar Sürrealizm akımına yöneldiler.