Toprak reformu mecliste görüşülmüş ve kabul görülmüştü.Toprak reformu, boş bir arsayı çiftçiye veriyordu. Bu da toprak ağalarının işine gelmeyecek ve ayaklanacaktı. Bu kişiler Laçin Aşireti, Aşağı Karaballı Aşireti,Yukarı Karaballı Aşireti,İksor Aşireti, Ferhat Uşağı Aşireti, Gilabi Aşireti, Kolik Aşireti, Koçkiri Aşireti, Aşağı Abbas Uşağı Aşireti, Bozukanlu Keçel Uşağı aşireti, Birmanlı Aşireti, Baluşağı Aşireti, Asuranlı Aşireti,Seyit Rıza’nın da mensup olduğu Yukarı Abbas Uşağı Aşireti, Hamanlı Aşireti, Perihan Aşireti, Aslanlı Uşağı Aşireti, Gedikli Koçluca Kabilesi, Beyit Uşağı Aşireti, Bergevir Aşireti, Bazgar Aşireti, Topuz Aşireti, Koç Uşağı Aşireti, Maksut Uşağı Aşireti, Rasik Uşağı Aşireti, Karsanlı Aşireti, Selamlı Aşireti, Botanlı Aşireti, Yusufanlı Aşireti, İzoli Aşireti, Beyhanlı Aşireti, Kısmorlu Aşireti, Sür Uşağı Aşireti, Haydaranlı Aşireti, Şeyh Mehmetli-Modanlı Aşireti, Hormekli-Horik Aşireti, Demedanlı Aşireti, Zerkanik Aşireti, Beritanlı Aşireti, Kıdan Aşireti, Balabanlı Aşireti, Derviş Cemal Evladı Aşireti, Şadili Aşireti, Garanson Aşireti, Kureyşanlı Aşireti, Şeyh Memhmet Dede Evladı Aşireti, Pir Sultan Evladı Aşireti, Sebelanlı Aşireti, Şükranlı Aşireti, Şeyh Sait’in kayınbiraderi Ahmet Bey’in mensubu bulunduğu Cibranlı Aşireti, Arilli Aşireti, Mahmudan Kabilesi, Şekolan Kabilesi, Hiranlı Aşireti, Bütikanlı Aşireti,Çambelli Aşireti, Kubanlı Aşireti, Şertlik Aşireti,Kumsur Aşireti, Mala Aşireti, Hitsor Aşireti, Sinamilli Aşiretti, Malhas-Al Hasan Aşireti, Bulyan Aşireti gibi aşiretlerden 252 kişi bu isyana katılmıştı. (Uğur Mumcu, Kürt Raporu, Hedef: Seyit Rıza, Sayfa 45,46,47,48,49,50) (Özet biçiminde geçilmiştir.) İsyan Pah bucağı ile Kahmut bucağını birbirine bağlayan Harçik deresi üzerindeki tahta köprü yakıldı. Demenan ve Haydaranlılar tarafından yıkılması ve köprü ile Kahmut arasındaki telefon hattının tahrip edilmesiyle devletin Tunceli’ye iletişim ve ulaşımı kısıtlandı. Oraya uyarı için gönderilen askerler sağ dönmüyordu. Bu Gazi Paşa’yı kızdıracaktı. Tunceli Harekatı için bakanlar kurulundan çıkan raporda şunlar yazmakta idi:
1. Toplanan kuvvetlerle Nazımiye, Keçizeken (Aşağı Bor), Sin, Karaoğlan hattına kadar şiddetli ve tesirli bir taarruz hareketi ile varılacaktır.
2. Bu defa isyan etmiş olan mıntıkadaki halk toplanıp başka yere nakil olunacaktır. Ve bu toplanma işi de köylere baskın edilerek hem silah toplanacak, hem bu suretle elde edilenler nakledilecektir. Şimdilik 2000 kişinin nakli tertibatı hükümetçe ele alınmıştır.
Değerlendirme olarak da “Sadece taarruz hareketiyle ilerlemekle yetindikçe isyan ocakları daimi olarak yerinde bırakılmış olur. Bunun içindir ki, silah kullanmış olanları ve kullananları yerinde ve sonuna kadar zarar veremeyecek hale getirmek, köyleri tamamen tahrip etmek ve aileleri uzaklaştırmak lüzumlu görülmüştür” kararı alınmıştır. Tunceli Harekatı 4 Mayıs 1937 tarihinde resmen başlamış oldu. (Atatürk’ün Bütün Eserleri, Cilt 29, Tunceli Tenkil Harekatına Dair Bakanlar Kurulu Belgesi, Sayfa 217.
İsyancılar ile Türk askeri ile çatışma bitmek bilmeyince Gazi Hazretleri, Sabiha Gökçen’i yanına çağırdı ve isyancıların yer aldığı bölgeyi bombalamasını istedi. Sabiha Gökçen 133 Haziran 1937 tarihinde “Bugün Pazar saat 19 ile 21 arasında Boğaziçi'ndeyiz, bekliyoruz. (Atatürk’ün Bütün Eserleri, Cilt 29, Sabiha Gökçen’e, Sayfa 272.)
Gidişte olduğu gibi gelişte de tayyarenizle sizi beklemekteyiz. Saygılar.” diye Gazi Hazretleri’ne telgraf çekmişti. Gazi Paşa ile Sabiha Gökçen vedalaştı. Tunceli Harekatı hakkında Sabiha Gökçen ile röportaj yaptı. Nokta Dergisinin 28 Haziran 1987 tarihli yıl 5, sayı 25'teki röportajdan bir kesit:
Nokta: Kullanılan uçaklar nasıldı?
Sabiha Gökçen: Bombardıman uçakları, iki kişilik açık uçaklardı. Tek de uçtuğum oldu, rasıtla beraber de. Uçaklarda pilotun arka tarafında iki kişilik yer vardır, orada oturan kişi keşif yapar, makineli tüfek kullanır veya bomba atar.
Nokta: Bombalar nasıldı, tahrip güçleri neydi?
Sabiha Gökçen: Büyük tahrip gücü yoktu. 50 kiloluk bombanın ne şeysi olur.
Nokta: Harekat sırasında halktan ölenler de oldu mu?
Sabiha Gökçen: Yoktu. Keşif yapılıyordu, ordunun da istihbaratı vardı. Biliniyordu bu kötü kişilerin nerede olduğu. Çoluk çocuk olan yerleri doğrudan tahrip etmek insanlık dışı olurdu. Böyle bir şey olmamıştır.
Nokta: Tunceli Harekatı’na neden gerek duyulmuştu?
Sabiha Gökçen: Ufak bir azınlığın ayaklanması neticesinde bu harekâta gerek duyulmuştur, ve kısa zamanda önlendi. Pek mühimsememek lazım aslında bunu. Evvela yerden birtakım hareketler yapıldı. Sonra havadan.
Zehirli gaz kullanıldığına dair iddialar ise Kürdistan Tarihinde Dersim kitabı ile ortaya atılmıştı. Oysa 17 Haziran 1925 tarihinde Cenevre Protokolü ile zehirli gaz kullanımı yasaklanmıştı. Cenevre Protokolü’ne dayanarak Türkiye, 1925- 1939 yılları arasında zehirli gazlara karşı “pasif koruma önlemleri”ni aldı. 1927’de muharebe gazlarından korunma talimatı, 1928’de cephe gerisinin gaza karşı korunması talimatı, 1931’de halk için gaza karşı korunma talimatı yayımlandı, 1933’de Hava Hücumlarından Korunma Cemiyeti kuruldu. 1933’te Cankurtaran adlı bir dergi çıkarıldı ve dergide zehirli gazlara karşı uyarıda bulunuldu. 1933’te Zehirli ve Boğucu Gazlar ve Hava Hücumlarından Korunma İşleri Müdürlüğü kuruldu. 1934’te zehirli gazların memlekete sokulmasının yasak olduğuna ve yaptırılmasını yasaklayan kanun çıkarıldı. 1935’te Kızılay Gaz Maskesi Fabrikası kuruldu. 1937’de Hava Müdafaa Genel Komutanlığı, Gaz Genel Komutanlığı kuruldu., 1938’de Vilayet Hava Korunma Komisyonları kuruldu ve Hava Taarruzlarına Karşı Korunma Kanunu mecliste kabul edildi. (Sinan Meydan, ‘Tunceli’de Zehirli Gaz Kullanıldı’ iddiasına cevap: Siz kimi kandırıyorsunuz?)
Gel gelelim bu isyanın dış destekli olduğuna. Seyit Rıza ve arkadaşları şüphesiz ki din üzerinden toprak reformuna karşı ayaklanmıştı. Seyit Rıza, Fransız destekli ayaklanmıştı. Seyit Rıza, Türkçe dahi bilmiyor Fransızca nasıl yazabilir diyenlere karşın yanından ayırmadığı kurmayı Baytar Nuri Fransızca biliyordu ve tek tek durumu Fransa’ya rapor ediyordu. (Gazeteci Murat Ağırel,Twitter)
Seyid Rıza, oğlu Hüseyin ve beş arkadaşıyla (Seyhanlı aşireti reisi Haso Seydi, Yusuf Hanlı aşiret reisi Kamer oğlu Fındık, Demirelli aşiret reisi Cebrail oğlu Hasan, Kırişanlı Ulihiyer oğlu Hasan ve Mirza Ali oğlu Ali) asıldı. (Aydınlık, Seyit Rıza Kimdir? Neden İdam Edildi?)
Seyit Rıza’nın idamının ertesi günü, 16 Kasım 1937’de Tunceli Pertek'te Singeç Köprüsü’nü açan Atatürk, bu fotoğrafının alınmasını özellikle istemiş. Sabiha Gökçen sebebini sorunca ona şöyle cevap vermiş: “Kızım, asiler bir köprü yakarak isyan başlattılar. Ben de bir sigara yakarak bitiriyorum.” 17 Kasım 1937 tarihinde yıkılan köprünün yerine yeni bir köprü olan Singeç Köprüsü yapılmıştı. ( Suat Akgül, Van Özalp Olaylarının İç Yüzü.)
1935’te Atatürk’ün Türk’ün Tunç eli olarak adını değiştirip “Tunceli” yaptı ve sonsuza kadar öyle kalacaktır. Ve belirtmekte fayda var: “DERSİM DEĞİL TUNCELİ!”