Çeçen savaşları tarih boyunca ayrı bir izdiham olsada Grozni Muharebesi hem Rus askerleri hemde Çeçenler için asla unutulamayacak derecede kanlı bir muharebe olmuştur, Rus askerler arasında Çeçenistan ''2. Afganistan'' olarakta adlandırılmıştır. Şehre yapılan Rus saldırısı 1994 Aralık 22'de başlamış ve tam 12 ay, 1 hafta ve 5 gün boyunca devam edip 6 Mart 1995'de sona ermiştir, 27,000 civarı sivil (nüfusun %6 kadarı) hayatını kaybetmiştir ve ölen sivillerin birçoğununda Rus olduğu bilinmektedir. Savaş hakkında genel bir bilgilendirme yapmak istedim ancak bu yazıda biraz daha spesifikleşip muharebedeki bir çatışmadan bahsedeceğim.
Rus komutan Albay Ivan Alekseevich Savin (hikayede Alik diye bahsedeceğim) ve Çeçen komutan Turpal Ali Atgeriyev olduğu düşünülen, savaştan önce birbirini tanıyan ve iyi arkadaş oldukları düşünülen iki dostun savaşı.

UYARI : Başlamadan önce bilinmesini isterimki olayın doğruluğu ses kayıtlarıyla doğrulanmış olsada bir tarafın daha kurulamamış Çeçenistan diğer tarafında kaynak vermekten hoşlanmayan Rusya olduğunu hesaba alıp kaynak bulmakta zorlandığımı ve bir kaynağın diğerini tutmadığını bu sebebten yanlış bilgiler içerme olasılığının olduğunu bilmenizi isterim. Yinede elimden geldiğince doğruladım, kaynaklarım çoğunlukla Wikipedia, Battle of Grozny (1994–1995), Central Railway Station'dan alınmıştır.

131'inci Motorlu Tüfek Tugayının ilk taburunun komutasında olan Albay Alik (bazı kaynaklarda Yarbay) Tren istasyonunu işgal etti ancak radyo kesintisi sebebiyle yakınlardaki 81. Motorlu Tüfek Alayının durumundan habersizlerdi, ve batıdaki yük istasyonundan ikinci taburdan ve şehrin eteklerindeki üçüncü taburdan ayrıldılar. Tabur emir beklerken Zırhlı araçlarını ve Tanklarını park edip beklemeye geçtiler tamda bu sırada Albay Alik ile Çeçen Komutan Turpal-Ali Atgeriyev iletişime geçtiler. Belliki Turpal-Ali Atgeriyev kan dökülmesini istemiyordu ve Albay Alik'e umutsuz bir ricada bulundu ''Askerlerini geri çek, Misafir olarak gel'' diyerek geri çekilmelerini tavsiye etti, merhamet göstermeyeceğini ve kan dökülmesini istemediğini belirten Çeçen komutan Turpal-Ali Atgeriyev olumsuz cevap aldı, Albay Alik'in geri çekilme yetkisi yoktu yani öyle bir lüksüde yoktu, Ateşkes çağrısı yapmak için yeterli izinleri olmadığı için reddetmekten başka seçeneği olmayan 131'inci Motorlu Tüfek Tugayının ilk taburu kesin bir şekilde geri çekilmeyi reddetti.
Hikayede anlatılan konuşma (müziksiz halini bulamadım) <--- Tıklayarak İzleyebilirsiniz
Bir süre sonra bir Rus iletişim görevlisi kulaklığından "Cehenneme Hoş Geldiniz" kelimesini duydu. Kısa bir süre sonra depo binalarındaki, postanedeki ve istasyonu çevreleyen beş katlı binadaki Çeçen savunucular yıkıcı otomatik ve tanksavar ateşi açtı. Hayatta kalan Rus askerleri istasyonun içinde siper aldı, ardından Çeçenler istasyonu ateşe vererek pusularını tamamladılar. Albay Alik telsizle yardım ve topçu ateşi istedi ancak yardım gelmedi. 131.'den gelen imdat çağrılarının çoğu cevapsız kaldı, Tugayın ikinci ve üçüncü taburları yardım çağrısına yanıt verdi, ancak karakola ulaşamadan katmanlı pusuya yakalandılar.
503. Motorlu Tüfek Alayı'nın küçük bir unsurunun günün erken saatlerinde hareket etme emri almasının ardından, ağır ateş altında kalan diğer Rus kuvvetlerinden hemen dost ateşi aldılar; altı saat boyunca birbirleriyle savaştılar (bu tür daha birçok olay vardı ve bunların bir kısmı Çeçenler tarafından organize edilmişti). 8'inci Kolordu kuzeyden kent merkezine ulaştı ancak pusuya düşen birlikleri kurtaramadı. Tren istasyonuna hiçbir Rus takviyesi ulaşamadı.
Gün batımında Albay Alik, yaralıları çalışan tek zırhlı personel taşıyıcıyla tahliye etmeye karar verdi. Kırk yaralı askeri yükledikten sonra APC yanlış yöne (şehir merkezine doğru) hareket etti. Sonunda aynı rota boyunca geri çekilmek için geri döndü, ancak Çeçen tanksavar topçuları tarafından pusuya düşürüldü; Mürettebat ve yolculardan on üçü esir alınmak üzere hayatta kaldı. 2 Ocak'ta Albay Alik ve geri kalan memurları tren istasyonunu terk etti. Terk edilmiş bazı Rus zırhlı personel taşıyıcıları buldular. Kaçmaya çalıştılar ama Çeçen savaşçıların saldırısına uğradılar.
Albay Ivan Alekseevich Savin (Alik) , enkaz halindeki aracının yanında patlayan şarapnel parçası nedeniyle sokakta aracın yanında öldü.
3 Ocak'a gelindiğinde, 131'inci Tugay neredeyse tüm subayları da dahil olmak üzere öldürülen yaklaşık 789 kişiyi kaybetti (75 kişi daha yakalandı ve yalnızca 160'ı güvenliğe ulaştı). Ayrıca yirmi altı tanktan yirmisi ve diğer 120 zırhlı araçtan 102'si kaybedildi. 1.000'den fazla kişiden oluşan Maykop Tugayı'nın tamamı altmış saat içinde yok edildi. Kısacası saldırıdan neredeyse hiçkimse hayatta kalamadı.
Çeçen komutan Turpal-Ali Atgeriyev ise savaştan sonra esrarengiz bir şekilde öldü.
Tabiki bütün bunlar yaşanırken General Grachev, "şehir merkezinin tamamının, şehrin bazı bölgelerinin ve çevresinin tamamen Rus kuvvetlerinin kontrolü altında olduğunu" ilan etti. Bu fiyasko asla unutulmadı ve Çeçen savaşındaki en büyük Rus fiyaskoları arasına girdi, ancak değinmek istediğim kısım bu değil.
O gün her iki taraf da birbiriyle savaşmak istemese de, sivillerle dolu bir şehirde iki düşman arasında geçen sohbet, savaşla ilgili düşündürücü bir noktayı ortaya çıkarıyor: Hepsi kurban.

Birkaç sene önce kol kola savaşan Sovyet askerleri o gün karşı karşıyaydılar, Afganistanda beraber kolkola canını veren yoldaşlar o gün birbirlerini öldürmek zorunda kaldılar. Politikacıların, kibirleri ve aptal hataları sebebiyle böyle çirkin, acımasız ve üzücü olayların yaşanması insanoğlunun nekadar umursamaz olduğunu gösteriyor. Tarih bunlardan yüzlercesiyle dolu ve dolmaya devam edecek.
Yazım yanlışları varsa kusura bakmayın.
Okuduğunuz için Teşekkür ederim!