Bizi özel kılan düşüncelerimizdir,eylemlerimizdir.Bazen gençliğimizde,bazen olgun yaşlarımızda gelişir bu merak zamanlarımız.Hayatın işleyişine ayak uydurabilmek için güzel bir öğretiye ihtiyaç duyarız.Öyle ki doğduğumuz andan şimdiye kadar görerek,deneyerek ve öğrenerek gelmişizdir.Bu öylesine güçlü bir istenç.Ve bizler farkına varmamış olmasak da öğrendiğimiz her şey özümüzü oluşturan birer yapı taşıdır aslında.Bu koşullarda en büyük görev öğretmenlerindir mutlaka.Bir çocuğa içtenlikle hayatı öğretmek,ona henüz hiç yürümediği yolları işaret etmek,gerektiğinde o yolda el ele beraber yürüyebilmek en büyük erdem göstergesidir.Mesleği için beslediği bir sevgi değildir bu ,sevgisini asıl büyüten mesleğidir.Mesleğine olan inancı,aşkıdır..Peki bir öğrenciyi hayata bağlayan nedir?hiç şüphesiz öğretmendir. Onun kişiliğine doğrudan dokunan kişi de,onun geleceğine yön gösterecek olan da yine öğretmendir..
Çocukluğumdan taktığım takma bir isim;"Hayat öğretmeni"ve bir de "Hayat okulu".Bana göre bu iki husus oluşturuyordu bir öğretmeni.Hayat öğretmeni;bana yazmayı,çizmeyi,inatla doğruyu göstermeyi,bunu hiç usanmadan yapmayı başarabilendi.Kısacası beni hayata hazırlayandı hayat öğretmeni.Hayat okulu ise beni hayata hazırlayan öğretmenimin örnek bir kişi olmasıydı,hır gür çıkarmazdı hayatı yaşamış insan,kırıp dökmezdi.Yalan söylemezdi,hak yemezdi.Hayat okulundan geçmiş olmak bütün bu kötü davranışlara karşı direnebilmekti.Zaten bu ikisinden biri olmak diye bir şey yok.Hayatı öğrenmiş olan insan güzellikle yaşamı öğretebilirdi..Yaşamak bazen salt hissetmekti.Sevdiklerimiz,tutkularımız,hayallerimiz idi..Ve biz öğrenciler de öğrenmeyi severdik.Yılmadan,sıkılmadan.Duyduğumuz her yeni bilgi onu bize öğreten sayesinde güçleniyordu.Annemiz,babamız,öğretmenlerimiz sayesinde belirli bir süreden sonra ayakta dimdik durabiliyorduk.Devrilmeyeceğimiz aşikar,fakat daha fazlası lazım geldiğinde bu sefer öğretmeye başlıyorduk.Tanıdığım bir çok insan oldu,içinde okula hiç gitmemiş olanlar dahi var.Ama okula gidip bütün emeklere rağmen bir şey istemeyenlerden çok daha bilgeler.Marifet okumuş olmak da değil,marifet tecrübelere hakim olmak.Çok sevdiğim bir öğretmenim var.Adı;Atatürk.Koskoca bir ulusa öğretmen olmuştu,bütün eylemleri,düşünceleri ile bize büsbüyük bir örnek olmuştu.Öğretmenlere umut dolu gözlerle bakarmış Atatürk.Geleceği öğretmenlerin gözbebeklerindeki ışıkta görürmüş.Atatürk onlara güvenmiş ve kutsal bir vazife armağan etmiştir.Bu aziz vazifeyi de bu sözlerle tarihe geçirmiştir.
"Öğretmenler; Yeni nesli, Cumhuriyetin fedakâr öğretmen ve eğitimcilerini, sizler yetiştireceksiniz ve yeni nesil, sizin eseriniz olacaktır…"
Ne de güzel bir armağandır bu vazife bizlere,gurur duyuyoruz.