Niye Atatürk’ün ismini ağzınıza almıyorsunuz? Atatürk olmasaydı sizin hangi devletin vatandaşı olduğunuz da belli olmazdı.
Kamer Genç
Kamer Genç, 1940’ta Tunceli ilinde gözlerini dünyaya açmıştır. Kamer Genç yoksul bir alevi ailenin çocuğuydu. Kamer Genç’in kardeşi kızamık hastalığından yaşama gözlerini yummuştu. Gazi Üniversitesi Maliye Bölümü’nden mezun okudu. Okulla birlikte Maliye Bakanlığı’nda staj yaptı ve vergi memuru olarak Danıştay’a atandı. Danıştay sınavlarına girdi. 1974 - 1976 yılları arasında Paris’te bulundu. Danıştay’da savcılık ve hakimlik görevlerinde bulunan Kamer Genç, 12 Eylül 1980 İhtilali’nden sonra Tunceli’den Danışma Meclis Üyeliği’ne ve başkanlık divanı katip üyeliğine seçildi. Kamer Genç siyasete atılmayı düşündü ve sırası ile SHP’den 2 dönem, DYP’den 1 dönem, bağımsız olarak 1 dönem, CHP’de 2 dönem olmak üzere toplam 6 dönem Tunceli milletvekilliği yapmıştır. Kamer Genç, 1993’ten 1999’a kadar iki kez TBMM Başkan Vekilliği yapmıştır. 2015 yılında pankreas kanserine yenik düşen Kamer Genç, 22 Ocak 2016 tarihinde yaşama gözlerini yumdu. “Beni tabutuma sarılı Türk bayrağı ile memleketime gömün.” vasiyetinden ötürü mezarı Tunceli’de bulunmaktadır.
CHP’de “Tunceli’nin adı Dersim olsun” dilekçesine imza atanlardan bir milletvekili de Kamer Genç’ti. Bunu şöyle açıklar:
“Ben imzalarken terddüte düştüm. Biliyorsunuz bunu değişitiren 1935 yılında Atatürk yönetimi... Acaba böyle bir teklif verirsek Atatürk’e karşı bir başkaldırı veyahutta ona karşı gelenlere bir destek mi sunuyoruz. Öyle bir tereddüt vardı içimde.
Tunceli Harekatı’na binaen Kamer Genç şöyle der:
“Atatürk bunu yapmak zorundaydı.”
İhanet süreci hakkında konuşan Genç’in bu konu hakkındaki açıklamaları şöyledir.
AK Parti ile BDP'nin işbirliği içinde hareket ettiğini iddia eden Genç, "Ben evvelki gün Tunceli'de idim. Orada devlet diye bir şey yok. Her şeyi PKK'ya bırakmışlar. Pülümür yolu üzerinde PKK'nın bir şehitliğini kurdular. Sağda solda ölen PKK'lıların mezarlarını oraya getirdiler. Bizim Tunceli'de köy yolları stabilize dahi değil. Ama o yolu veton yol yaptılar. Geçen gün yine 17 Aralık dolayısı ile CHP, AK Partinin yaptığı yolsuzlukları ve rüşveti teşhir eden broşürler dağıttı. Bunun üzerine BDP'liler, AK partililerle iş birliği yaparak, evvela yürüyüş yaptılar ve bizim afişlerimizi yırtıp attılar. Sonra da bizim partimizin minibüsünü yaktılar. BDP ile AK parti böyle iş birliği içinde. Bunu herkesin bilmesi lazım"
“Dolayısıyla insanlar arasında bir çatışma ortamı da kalmaz. Bizim gördüğümüz temel eksiklik bu. Bunu gidermeye çalışıyoruz fakat birçok basın organında sanki CHP barış sürecine karşı gibi bir izlenim yaratılmaya çalışılıyor. Biz en başından beri bu memlekette silahlı mücadele ortadan kalkacaksa, silahlar yok edilecekse, insanlar sözle kendi meselelerini çözecekse bunu her şeyden çok isteyen bir partiyiz. Zaten Türkiye'de var olan sorunları insanların tartışarak, karşılıklı anlayış içinde konuşarak çözeceğine inanıyorum.
Analar ağlamasın ama Türkiye'de yok olmasın ve bölünmesin. Bir memlekette, siz bağımsızlığınızdan vazgeçtikten sonra ülkeyi getirip de düşmana bedava verdikten sonra analar ağlamaz. Ama ondan sonraki analar ağlar"
Kamer Genç, hem Turgut Özal'ı hem de Recep Tayyip Erdoğan'ı en çok eleştiren isimlerden biriydi. Genç, daha önce yaptığı bir konuşmasında Turgut Özal'a muhalefetini, "1987'de parlamentoya geldiğim zaman Turgut Özal, çok büyük güçle buradaydı. Öyle bir muhalefet yaptım ki, Özal seçimde büyük güç kaybetti" sözleriyle anlatmıştı.
"Ahmet Hakan'ın Tarafsız Bölge'de konuşturduğı profesörleri dinliyorum. İçlerinden birinin konuşması öküzden farksız. Bu kafayla hukuk profesörü nasıl olmuşlar hayret! 'Adalet bakanları doğruları yapıyor' diyor öküzün biri. Öyleyse mahkemelere ne gerek var. Tarafsız ve bağımsız mahkeme olmadan demokrasi dolayısıyla kişi hak ve güvenliği olmadan AYM'nin HSYK'nın bir kısmını değil de tümünü iptal etmesi gerekirdi. Aksini savunma"
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; dün gündem dışı konuşma yaptıktan sonra, tabii, ben farkına varmadan Sayın Başkanımız beni şöyle uyarıyor: "Türk milleti, devletiyle tarihin en güçlü bir ülkesidir. Herhalde dünya devletleri arasında Türkiye'nin burnunu sürtecek bir kimse olmaması gerekir." Türkiye Cumhuriyeti devletinin çok yüce bir devlet olduğunu, hayatımız, namusumuz, her şeyimiz olduğunu, ben her vesileyle bunu ifade ediyorum. Benim beyanatım, hiçbir zaman Türkiye Cumhuriyeti devletini küçük düşürmek değil, sadece Hükümeti kastediyorum. Bu arada, benden sonra kürsüye gelen Turizm Bakanı Günay da şöyle diyor: "Efendim 'filan devletle mücadele edemezsiniz' sözü, bu çatı altında, Türkiye Büyük Millet Meclisi üyesi olmanın idrakini taşıyan hiçbir üyeye yakışmaz. Bu çatı altında bunun söylenmesini bir bahtsızlık olarak alıyorum. Ulusal duyarlılıklarının yüksek olduğuna inandığım bazı arkadaşların da (beni) alkışlamasını yadırgıyorum." Tabii, ben diyorum ki, Galata Kulesi'ne Türk bayrağı yerine kızıl bayrak asanların ulusal duyarlılık duygusu taşımaları ve buna dönüş yapmaları bizi sevindirir. (MHP sıralarından alkışlar)
24.10.2007
KAMER GENÇ (Tunceli) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; dün burada yaptığım bir toplantıda şöyle bir ifade… İşte, Oslo görüşmeleriyle ilgili bir konudan bahsederken… İşte, orada Tayyip Bey, biliyorsunuz… “Muhalefet partileri, işte ‘Siz PKK’yla konuşma yaptınız.’ gibi birtakım sorulardan bahsedince Tayyip Bey o zaman demişti ki: Bunları kanıtlamayan şerefsiz ve alçaktır.” demişim. Arkasından “Ondan sonra Tayyip Bey’le PKK mensuplarının görüştüğü ortaya çıktı mı?” demişim. Hâlbuki “Tayyip Bey’in -bizzat kendisi değil- temsilcilerinin PKK’yla görüştüğü ortaya çıktı.” demem lazımken burada “Tayyip Bey’le PKK mensuplarının görüştüğü.” şeklinde bir ifade olmuş. Bunun sebebi şu tabii: Biz buraya, kürsüye çıktığımız zaman her taraftan bize laf atılıyor, laf atılınca da tabii, bizim burada amaçlarımızı kısa olarak izah etmemiz mümkün değil. Ayrıca da burada yaptığım konuşmada MİT’in bazı ölüm olayları içinde bulunduğu şeklinde anlaşılıyor fakat ben bunu, Hakan Fidan’ı ve bazı MİT mensuplarını göreve davet edip de ifadesine başvurmak istediği kişilerin, buna rağmen gitmeyen… Savcının beyanatını dile getiriyorum. Yoksa ki benim buradaki konuşmamın amacı, hiçbir surette, MİT mensuplarının suç işlediği veya herhangi bir ölüm meselesine katıldığı şeklinde bir ifade değildir. O bakımdan, bunu bu şekilde düzeltmek de istiyorum ancak arkadaşlar, daha feci bir şey: Şimdi, ben burada konuşurken AKP sıralarından en azından 10 tane kişi bana laf attı. Tutanağı aldım, tek laf yok, “AKP sıralarından gürültü.” Böyle bir şey olmaz ki!
15.02.2012
KAMER GENÇ (Tunceli) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; ben evvelsi birleşimde yaptığım bir konuşmada… Aydınlık gazetesinde Tayyip Erdoğan’la ilgili “İsviçre bankalarında 800 milyon dolar parası var, bunun araştırılması lazım.” diyor. Fakat ben burada bir ifade kullanmışım, sanki bu ifade bana ait. Ben, kesinlikle Tayyip Bey’in İsviçre bankalarında 800 milyon doları olup olmadığı konusunda bir bilgi sahibi de değilim. Ancak, bu konuda Aydınlık gazetesinde rahmetli Kozinoğlu’nun iddiaları var. Yani, benim buradaki ifademdeki maksat Kozinoğlu’nun o ifadelerinin bir an önce açıklığa kavuşturulmasıdır. İşte MASAK kurulu var, bunların bir an önce araştırılması lazım ki… Çünkü Tayyip Bey Türkiye Cumhuriyeti devletinin Başbakanı. Yani, bir devletin başbakanı hakkında böyle saçma sapan iddialar ortaya atılır ama ispatlanması lazım ki onun altından kalkması lazım. O bakımdan… (AK Parti sıralarından gürültüler)
16.12.2011
KAMER GENÇ (Tunceli) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; geçen birleşimde bir uluslararası anlaşmanın onaylanmasının uygun bulunduğuna dair bir yasa tasarısının tümü üzerinde yaptığım kişisel konuşmada Suriye’yle ilgili, işte, Suriye’deki yöneticilerinden ziyade Suriye içindeki bu olayları bu kadar terörize eden, bunlara silah desteğini veren Türkiye’dir.” diye bir kelime kullanmışım. Bundan dolayı özür diliyorum. Türkiye Cumhuriyeti devleti bizim devletimizdir. Bizim devletimizin, aslında, kuruluşunu yapan Yüce Atatürk’ün temel felsefesi “Yurtta barış, cihanda barıştır.” Ancak buradaki “Türkiye” kelimesinden ziyade “Türkiye içindeki birtakım gruplardır.” demek istedim. Çünkü biz… Bunun nedeni şu: Dışarıda birçok insan Suriye’deki olayların Türkiye tarafından, Türkiye’nin belirli güçleri tarafından, daha doğrusu belirli örgütleri tarafından karıştırıldığı, hatta yardım edildiği, bunların, muhalif güçlerin getirilip Türkiye’de birtakım kişiler tarafından eğitildiği şeklinde birtakım söylentiler var. Benim buraya bunu getirmekteki, oradaki amacım budur. Ama “Türkiye” değildir kesinlikle. Fakat Türkiye’nin bugün işte Dışişleri Bakanı gidiyor, Tunus’da bu olaylarla ilgileniyor, Amerika’da ilgileniyor.
23.02.2012
KAMER GENÇ (Tunceli) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; dün, ben burada konuşma yaparken, AKP Grup Başkan Vekili Mustafa Elitaş bana dedi ki: “Darbe çağrışımı yaptırıp, darbe yolunu göstermeye çalışan bir milletvekili.” diye yorum yaptı burada. Benim konuşmam şu arkadaşlar: Bakın, biz bu memlekette barış sağlamak zorundayız, bu memlekette huzur sağlamak zorundayız, bu memlekette kardeşlik duygularını güçlendirmemiz lazım. Bunu sağlayabilmemiz için de evvela iktidar partisine büyük bir sorumluluk düşüyor. Şimdi, iktidar partisi eğer hep kavgaya giderse, eğer tahrik ederse, bu olmaz. Bakın, Tayyip Bey’in geçen grupta yaptığı konuşma şu: “Bugün CHP’nin başında, celladına yaranmak ve zencilikten beyaza geçmek için her çirkinliği meşru gören bir kişi var.” diyor. Sayın Genel Başkanımıza diyor. “Bu Genel Başkan Cumhuriyet Halk Partisinde siyasetin de yüz karasıdır.” diyor. Bakın, bunu sizlere söylüyorum, eğer birisi sizin Genel Başkanınıza böyle bir laf söylese, bu lafın arkasında barış söylemi var mıdır? Yine, Afrika’dan gelirken havaalanında verdiği bir beyanatı var, çok dikkatle dinledim. BAŞKAN – Sayın Genç, darbelerle ilgili sözünüzü düzeltmek için geldiniz. KAMER GENÇ (Devamla) – Hayır, oraya geleceğim. Tamam, düzeltmek için. Diyorum ama, ben bunları… Yani, konuşmamda var. Yani onu düzeltmek için söylüyorum Sayın Başkan. “Cumhuriyet Halk Partisi zihniyeti pisliktir.” diyor. Arkadaşlar, bir partinin zihniyeti, onun ilkeleri ve programıdır. Cumhuriyet Halk Partisinin ilkeleri laikliktir, cumhuriyettir. Yani, laiklik ve cumhuriyet pislik mi oluyor? Onun için diyoruz ki, arkadaşlar, bakın, biz Türkiye Cumhuriyeti devleti olarak, artık, gelişmiş, ilerlemiş, Avrupa seviyesine gelmiş bir devlet seviyesindeyiz demokrasimizle, insan haklarımızla, yönetimimizle. Onun için, bu seviyeye göre hareket edelim. Dolayısıyla, ortalığı kardeş kavgasına götürmeyelim. Bugün Gezi olaylarında, eğer hakikaten Hükûmet orada, o gençlere karşı o sert müdahaleyi yapmasaydı… İşte, mesela, ben 2 tane genci gittim gördüm, 2’sinin de gözüne isabetli ateş etmişler, yüzünü parçalamışlar, iki gözü kör. 12 tane çocuk var böyle, 5 tane insanımız öldü, binlerce insanımız var. İktidar partisini ikaz etmek de bizim görevimiz. Diyoruz ki: “Bakın, bu memlekette sertlik yapmayalım. İnsanların birtakım karşı düşünceleri olabilir, bu karşı düşüncelerini anlayışla karşılayalım.” İktidarın özelliği de bu; insanları kucaklayacak. İnsanlara karşı copla, biber gazıyla, tazyikli su ile su sıkmaya kalktığınız zaman, bu olmuyor. Geçen gün Dikmen’deki 2 tane hanım –Angora’da oturuyorum- sabahleyin kapımı çaldı. “Efendim, polis geliyor, gece çocuklarımızı evden alıyor, döve döve götürüyor.” diyor. Şimdi, bunlar acı olaylar, “Bunları önleyin.” diyorum. Bizim istediğimiz, Türkiye’de barış olsun. Bakın, arkadaşlar, darbenin en büyük zararı… Ben Danışma Meclisi üyeliğini yaptım, tamam, kabul ediyorum ama sonra istifa ettim. 1982 Anayasası’nı yaparken, orada gelen kanunlara müzakere eden… Açın bakın bakalım benim orada söylediğim sözlere. Şimdi, ben orada, 12 Eylül Anayasası’na da tek başıma ret verdim, çıktım. Orada 160 tane Danışma Meclisi üyesi vardı, yaptığım konuşmalardan dolayı yüzüne bakacağım kimse yoktu. Niye? Çünkü hep konuşmalarımda gerçekleri vurguluyordum, millet de “Acaba bu Kamer Genç’e askerler bir şey yapar mı?” diye bana kin ve nefret duyuyorlardı.
03.07.2013
Avukat Kazmaz Kamer Genç’i şöyle anlattı: “Kamer Genç’in en önemli özelliği laikliğe verdiği önemdi. Özellikler FETÖ’ye karşı mücadelesi insanların hala hafızalarında. Biz de Kamer Genç’in bu şanını, ilkelerini, duruşunu, cesaretini hala bu topraklarda umutsuz bir şekilde yaşayan insanlara karşı bir umut olsun diye yaptık. Bizim de ondan örnek almamız gereken çok şey var; vatanına, bayrağına, toprağına bu denli sahip çıkması, cumhuriyetin ilkelerinden ve laiklikten ödün vermemesi ve bekçiliğini yapması, cumhuriyet sevdalısı olması... Birçok ilde bu belgeselin gösterimi yapıldı. Oldukça beğenildi ve alkış aldık. Birçok ödül aldım ama Kamer Genç belgeseli ile ödül almak bir onurdur. Ben de içimde bir Kamer Genç’i taşıdığımı anladım, artık Kamer Genç benle yaşayacak” dedi.
Özgür Özel Kamer Genç’i şöyle anlattı: Bütün arkadaşlarımızın gönülleri burada. Sayın Genel Başkanımız Kamer Ağabeyi, kamuya açık toplantılarda olduğu gibi grubumuzun kapalı toplantılarında yeni ve genç milletvekillerimize her zaman örnek göstermektedir. Kamer Genç, bir ilkenin, bir duruşun ve ilkeyle yaşayan, ilkeyle siyaset yapan, doğru bildiğinden dönmeyen ve hiçbir baskı karşısında yılmayan siyasetin temsilcisidir Türkiye’de. Zaman Kamer Genç’i haklı çıkarmıştır. Onun üstüne yürüyüp Meclis’te ona saldırıda bulunanlar, Meclis kulislerinde ona saldıranlar, bugün onun söylediklerini söylemektedir. Kamer Genç, FETÖ dediğinde ne demek FETÖ saygısızlık yapma, hoca efendiye saygısızlık yapıyorsun demişlerdi ve üstüne yürümüşlerdi. Bugün kendilerine uzatılan her mikrofona Kamer Ağabeyin o gün söylediği sözü söyleyerek başlıyorlar. Kamer ağabey bana bir zararı olmaz, benim görüşüm bellidir, esas zararı siz çekersiniz demişti. Şimdi onun geldiği noktaya geldiler. Zaman Kamer Genç’i, Cumhuriyet Halk Partisi’ni pek çok konuda olduğu gibi bu noktada haklı çıkarmıştır” dedi.
Ölümünün 8. yıl dönümünde Kamer Genç’i saygı, sevgi ve özlemle anıyoruz.