5 Şubat 1937’de altı ok (milliyetçilik, cumhuriyetçilik, laiklik, halkçılık (Türkçesi ile ulusçuluk), devletçilik, İnkılapçılık (Türkçesi ile devrimcilik) anayasa giriş yaptı ve bazı maddeler yinelendi. Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Türk’ün Son Başbuğu Gazi Mareşal Mustafa Kamal Atatürk (Atatürk Mustafa adını Arapça olduğu için sevmezdi. Kemal’i de Arapça olduğundan sevmezdi ve Türkçe anlamı olan kale olan Kamal adını almıştır.) CHP’nin 4. Olağan Kurultayı’nda ‘’Biz ilhamlarımızı gökten ve gaipten değil doğrudan doğruya hayattan alıyoruz.’’ diyerek altı okun kutsal kitaplardaki gibi değişmez olmadığını bu ilkelerin değişebilirliğini bahsetmektedir. Altı Ok’un ilk oku olan cumhuriyetçilik Türkiye Cumhuriyeti’nin yönetim biçimini ifade etmekle birlikte Türkiye Cumhuriyeti’nde yaşayan her bireyin cumhuriyetin koruyucusu olacağını göstermektedir ve dediğimiz üzere altı ok günceldir. Her şeyin en iyisini alır. Mahmut Esat Bozkurt Atatürk İhtilali kitabında cumhuriyet ile ilgili şunu der: ‘’Günümüzde en iyi yönetim biçimi cumhuriyettir. Cumhuriyetten daha y bir yönetim biçimi olursa onu alırız.’’ Altı okun ikinci oku ise milliyetçiliktir. Burada Türkiye Cmhuriyeti’nin Türkçülük üzerine kurulu olduğunu söyleyebiliriz. Atatürk bir kan milliyetçisi değil kültür milliyetçisidir. Buna örnek olarak Atatürk döneminde meclise giren bir Kürt olan Diyap Ağa’yı verebiliriz. Atatürk için önemli olan soyun Türk olması değil insanın kendisini Türk hissetmeseydi. Çoğumuzun da bildiği ‘’Ne Mutlu Türk’üm Diyene’’ sözü buna örnektir. Altı okun üçüncü maddesi ise halkçılıktır veya Türkçesi ile uluşçuluktur. Ulusçulukta her yurttaşı eşit olarak görmekle birlikte her yurttaşa aynı eğitimi, aynı sağlık hizmetini vs. sağlamaktadır. Bunun örneği olarak is Atatürk döneminde açılan Millet Mektepleri, çiftçinin ürettiği %10’luk tarım ürünün verilmesi sonucunda aşar vergisinin kaldırılması, Soyadı Kanunu’nun çıkarılması ile birlikte bey, ağa, hanımefendi, beyefendi, ‘’hocaefendi’’ gibi üstünlük kuran lakapların kaldırılması ve nüfus işlerindeki karışıklığın giderilmesi, Numune Hastaneleri’nin açılması gibi devrimlerle örneklendirebiliriz.Altı okun dördüncü oku ise devletçiliktir. Devletçilikteki çentikli ok Türkiye Cumhuriyeti’nin ekonomi modelinin zaman içinde değişebileceğini göstermektedir. Devletçilik 1929 Dünya Ekonomik Bunalımı’ndan sonra Türkiye Cumhuriyeti’nde ele alınmıştır. 1929’dan önce 1923 İzmir İktisat Kongresi ile beraber Türkiye Cumhuriyeti’nin ekonomi modelinin liberalizm oldu. Devletin müdahalesi ile Atatürk döneminde açılan işletmeler vs. çoktur. Özer Özçelik ve Güner Tuncer’in yazdığı Atatürk Dönemi Ekonomi Politikaları adlı makalede 1934 yılında Bakırköy Bez Fabrikası, Keçiborlu Kükürt Fabrikası, 1935’te Kayseri Bez Fabrikası, Paşabahçe Cam Fabrikası, Zonguldak Türk Antrasit Fabrikası, 1936’da İzmit Birinci Kağıt Fabrikası ve Çubuk Barajı, 1937’de Nazilli Basma Fabrikası ile Ereğli Bez Fabrikası, 1938’de Gemlik Suni İpek Fabrikası, Bursa Merinos Fabrikası ve Divriği Demir Madeni İşletmesi açılmıştır. Ayrıca yukarıda sayılan devlet kuruluşlarının dışında yeni kurumlarda açılmıştır. Bunlar; Başvekalet İstatistik Genel Müdürlüğü (1930), Tekel Genel Müdürlüğü (1931), PTT Genel Müdürlüğü (1933), Hava Yolları İşletmesi (1933), Türkiye Şeker Fabrikaları Genel Müdürlüğü (1935), Maden Tetkik Arama Enstitüsü (1935), Elektrik İşleri Etüd İdaresi (1935), Tapu Kadastro Umum Müdürlüğü, (1936), Devlet Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğü (1937), Toprak Mahsülleri Ofisi (1938), Etibank(1935), Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası (1930), Sümerbank, Belediyeler Bankası (1933) gbi devlet eliyle ortaya çıkan oluşumlar verilmiştir. Altı okun beşinci oku ise laikliği simgelemektedir. Laiklik, din ve devlet işlerinin birbirinden ayrılması, kişiye din ve vicdan özgürlüğü sunar. Laiklik denilen kavramı her ne kadar 1789 Fransız İhtilali ile çıkmış olarak bilsek de bu bilgi yanlıştır. Türk Dünyası Araştırmaları, Sayı 44, Haziran 2003’te Prof. Dr. Emine Altunay Şam’ın yazdığı Türk Tarihi ve Boyunca Laikliğin Aşamaları ve Atatürk Laikliği makalesinde laiklik kavramı Türk devletlerinde, Göktürklerde, Uygurlarda, Hazarlarda ve Büyük Selçuklularda uygulanmıştır diye geçmektedir. Altı okun altıncı ve son oku inkılapçılık Türkçesi ile devrimciliktir. Bu ok Atatürk’ün cumhuriyetçilik, milliyetçilik, halkçılık, devletçilik, laiklik kapsamında yaptığı tüm inkılapları Türkçesi ile devrimleri içine alır.