Gelin II. Abdülhamid'in yaptıklarına bir göz atalım:
1878 Berlin Antlaşması ile Bulgaristan bağımsızlık kazanır. Avusturya, Bosna Hersek'i işgal eder, İngiltere, Kıbrıs'ı devralır. Girit Yunanistan'a bağlanır. Fransa, 1881 yılında Tunus'u işgal eder. İngiltere, 1882 yılında Mısır'ı işgal eder. 1881 yılında Teselya ve Narda, Yunanistan'a bağlanır. II. Abdülhamid döneminde kaybedilen toprak 1.600.000'e yakın civardaydı.[1] Abdülhamid devrinde idi. Mektepten henüz kurmay yüzbaşı olarak çıkmıştım. Hayata ilk adımı atıyordum. Fakat bu adım hayata değil zindana rastladı. Beni aldılar, baskı idaresinin zindanında koydular. Orada aylarca kaldım. Anamın bundan ancak ben hapisten çıktıktan sonra haberi oldu. Derhal beni görmeye koştu, İstanbul'a geldi. Kendisiyle üç beş gün görüşebildim. Çünkü tekrar baskı idaresinin casusları, cellatları ikametgahımızı sarmış, beni alıp götürmüşlerdi. Sürgün yerinde geçirdiğim tehlikeler, onun hayatını acılar ve gözyaşları içinde geçirmesine sebep olmuştur. [2[ Bu seviye safsatası bir zamanlar Abdülhamid'in de elinde bir kaytaklık (gericilik) aracı olmuştu. Biliyoruz ki Abdülhamid, 1878'den sonra Mebusan Meclisi'ni 33 sene toplamadı ve 33 yıl milletin kaderini keyfine göre idare etti. Kanun-i Esasi düsturlarda yazılı idi. Herkes okurdu fakat hiç kimse bundan söz edemezdi. Yakınlarını ara sıra Abdülhamid'i tekrar ilandan, meclislerin toplanmasından söz açtıkça Abdülhamid : "Evet, ben de bu işi arzu ediyorum fakat milletin seviyesi henüz bu idare tarzına elverişli değildir tarzında cevap vermiştir. [3] Koca müstebit önce Selanik'te Alatini Köşkü'nde hapsolundu. Sonra bütün ömrünü Beylerbeyi Kasrı' nda bitirdi. [4]Diyarbakır Askeri Rüştiyesi'ni bitirir. Askeri İdadisi'nde okuduğu sırada Arapça, Farsça, Fransızca dersleri alır. 1895'te geldiği İstanbul'da Baytar Mektebi'ne girer. Yönetime karşı gizli bir örgüte girdiği iddiasıyla 1898'de tutuklanır. 9 ay hapis yatar. [5]Bir padişah ki budalaca kuruntu yüzünden, yirminci yüzyılda, İstanbul’a elektrik sokmaz.Telefon getirtmez. Askere manevra fişeği ile de ateş talimi yaptırmaz. Donanmayı, eğer denize açılırsa, toplarını Yıldız’a çevirip vurabilir diye, ön köprü ile bağlı Haliç’te çürütür. Bir padişah ki okullarda edebiyat dersi okutmaz. Kuru övme dışında tarih dersi verdirmez. Aşk şiirini, romanını bile yasak eder. Kendi adıdır diye bir sabah uyanıp bütün kısa “a”lı Hamidleri uzun “a”lı Hâmid’e ve veliahtının adıdır diye bütün Reşad adlarını Neşet’e değiştirir. Otuz üç yıl böyle bir padişahın hükmü altında çöküp giden bu memlekette 1965’te onu “ulu hakan” diye ananları deneme tavşanı gibi kullanılmak üzere akıl hastanesine yollamaz da ne yaparsınız? [6]Mithat Paşa, II. Abdülhamid'e meşrutiyet yanlısı bir mektup yazar. Bu mektuptan 6 gün sonra Mithat Paşa sadrazamlıktam azledilir. Bu mektup yüzünden Avrupa'ya sürülür. Oradan da Taif zindanına hapsolur. Mithat Paşa'nın son sözü ise masumum fakat idama mahkum olmuşum ne çıkar ? Türk milleti sağ olsun [7) II. Abdülhamid Theodar Herzl'e mecidiye nişanı takmıştır. [8)II. Abdülhamid Rumlar üzülmesin diye İstanbul fetih kutlamalarını yasaklatmıştır. [8]II. Abdülhamid devrinde kaybedilen topraklar : Tunus, 163.000 km², Mısır, 1.081.00 km², Kıbrıs, 950.000 km², Sırbistan, 77.414 km², Karadağ, 13.812 km², Romanya, 238.291 km². Toplam 1.592.896 km² [9)
Kaynakça :
Yusuf Hikmet Bayur, Türk İnkılabı, cilt 1, kısım 1, 2. baskı, sayfa 24,25.
Yılmaz Özdil, Gazi Mustafa Kemal, 26. sayı
Mahmut Esat Bozkurt, Atatürk İhtilali, Seviye Safsatası, sayfa 121.
Mahmut Esat Bozkurt, Atatürk İhtilali, Abdülhamid'in Sonu, sayfa 135.
Ziya Gökalp, Türkçülüğün Esasları, sayfa 8,9
Falih Rıfkı Atay, Ulu, 1965.
Mahmut Esat Bozkurt, Atatürk İhtilali, Mithat Paşa'nın II. Abdülhamid'e Mektubu sayfa 80 - 84, Mithat Paşa'nın Son Bir Sözü, sayfa 84
Murat Bardakçı, İsrail Az Kalsın Irak'a kurtulacaktı, Haber Türk.
Murat Bardakçı, İstanbul’un fethini kutlamak Abdülhamid zamanında yasaktı, bu işten Menderes Hükümeti de uzak durmuştu, Haber Türk.
Tarihin Perde Arkası, Murat Bardakçı, Abdülhamid tek döneminde tek karış toprak kaybedilmedi.