Henüz 20 yaşında, hayatının baharında bir genç kızdı Özgecan Aslan. Hayalleri vardı...
Özgecan’a akşam ninesi sevdiği Harput Köftesi’nden yapacaktı. Babası, kahvaltıda iken kızlarından evde erken olmalarını, akşam yemeğini beraber yemek istediğini böylece bolca vakit geçirebileceğini söyledi.
Özgecan Aslan, turizm meslek lisesinde okuyordu ama hayal olarak farklı bir meslek düşünüyordu.
“Psikolog olmak istiyorum baba, dedi. Dünyanın en iyi psikologu olacağım ve bütün hasta insanları iyileştireceğim.”
Özgecan’ın babası Mehmet Aslan
“Ben vazgeçmesini istedim, öğretmen olmasını ya da hemşire. Yok dedi, psikolog olacağım dedi. Ben kargoda çalışıyordum. Bizim oraya gelirdi. Bizim iş stresli ve çok yoğundu. Görüyordu yani nasıl çalıştığımızı. Herkes asabi, sinirli bir şekilde çalışıyor. Hepinizi tedavi edeceğim, diyordu. Hepinizi iyileştireceğim, diyordu.”
Özgecan’ın annesi Songül Aslan
“Yüz puan daha fazla alması gerekiyordu psikolojiye girebilmesi için ve biz dahil bunun pek mümkün olmayacağını, olamayacağını düşünüyorduk ama çok çalıştı, çok çalıştı ve başardı.”
Özgecan’ın babası Mehmet Aslan
“Çok mutlu olmuştu, kitaplarını hemen çıkardı. Hiç unutmam. Temizledi bunları dedi ki gerek kalmadı, kazandım dedi. Çok seviniyordu, çok mutluydu.”
Özgecan’ın annesi Songül Aslan
“Özge’nin farklı bir enerjisi vardı, çok farklıydı yani çok yumuşak kalpli, çok uslu, çok pozitif. Aklından kötü bir şey geçmiyordu.”
Özgecan’ın babası Mehmet Aslan
“Duyduk tabii nasıl okutacağımızı düşünüyorduk. %50 burslu olarak kazanmıştı. Ben emekli olmuştum. Tekrar onu okutmak için dedim çalışayım. Hatta kaydını yaptırdık beraber gittik.”
Özgecan’ın annesi Songül Aslan
Özgecan, üniversite sınavında hayallerindeki bölümü kazanmıştı ve o sabahta dünyanın en iyi psikologu olmak için evinden Tarsus’taki üniversitesine doğru yola çıkmıştı ama o gün yaşanacakları kim tahmin edebilirdi ki?
Özgecan’ı okutmak için annesi yeniden işe başlamıştı.
Özgecan’ın dersi erken bitmiş, arkadaşı ile birlikte alışveriş merkezine gitmişti. Arkadaşı ile minübüsü bekleyen Özgecan’ın telefonu bozuktu o yüzden arkadaşından annesine mesaj attı. Arkadaşının minibüsü erken gelmişti. O yüzden arkadaşı erkenden gitmiş, Özgecan da minibüse binmişti. Özgecan, minibüste tek başınaydı. Yolda giderken birden yol istikameti şaştı. Şöför, kestirmeden götüreceğim sizi, diyordu. Özgecan’ın bağırışları sonucu bıçağını gösteren zanlı Özgecan bağırışlarına devam edince onu bıçaklamak için ona yaklaştı. Özgecan da şöföre biber gazı sıkarak kendini geçici bir süreliğine koruma altına aldı. Şöför, Özgecan’ elleriyle Özgecan’ın ağzını kapattı.Özgecan, şöförün yüzünü tırnakları ile çizdi. Özgecan direnince şöför, Özgecan’ın vücuduna öldürünceye kadar bıçağı vücuduna sapladı ve demir levye ile ona vurdu. Şöför, babası ve arkadaşını da çağırdı. Arkadaşının aklına DNA’sı yüzüne bulaşmıştır. Ellerini keselim, dedi. Arkadaşı Özgecan’ı yakmak için benzinlikten benzin almıştı. Özgecan’ı ormana sürükleyen katiller Özgecan’ı, ormanda yakmışlardı. Evde Özgecan’ı bekleyen ailesi endişelenmişti.
“Son iki haftada öyle kabuslar görüyordum ki öyle büyük korkular sarmıştı ki kalbimi. Korkularımdan dolayı çok geç saatlere kalmadan, hava kararmadan evde olmalarını isterdim ama kader hükmünü verdi.”
Özgecan’ın babası Mehmet Aslan
“Özge, her zaman beşte evde idi, yağmurlu günde hiç çıkmazdı. O gün işte dersi boş ya hoca gelmeyince kız arkadaşı ile AVM’ye gidiyorlar, alışveriş yapıyorlar, yemek yiyorlar. İşte dedim sen bindirdin mi Özge’yi? ‘Her zaman Özge’yi bindiriyordum arabaya fakat bu defa benim aracım önce geldi. O Tarsus’ta kaldığı için ben otobüse bindim, gittim. Özge’de durakta bekliyordu.’ İşte onun da telefonu bozulmuştu ya iki gün önce, pazartesi bozuldu. Ben telefonumu vereyim Özge sana dedim. Yok kafamı dinleyeceğim, dedi. Öyle gelmeyince işte biz telaşlandık. Beste’yi arıyorum: Nerede Özge? Niye gelmiyor? dedim. ‘Merak etmeyin, mesaj çekti benim telefonumdan.’ Birazdan gelecek. 21.00 oldu, gelmiyor. Camlardan dışarı bakıyorum, yok. Bir an içime kötü bir şey doğdu çünkü Özge, geç saate kalmazdı. Söylediği saatte evde olur. Çok kuralcı idi. 00.00 gibi giitik işte. Artık gelmeyince Beste arkadaşını arıyor. ‘Bilmiyorum ben.’ dedi. Beraber gittik karakola. Adam dedi: Kaza yok, hastalık yok, bir şey yok. Bir yere takılmıştır. Gelmiştir, dedi polis memuru. Biz dedik Özge, öyle bir kız değil asla öyle bir kız değil. Erken saatte de gelir. Onun hiç arkadaşı yok yani erkek arkadaşı da yok. Ben ne yapabilirim, dedim. Dedi: Bekleyeceksiniz.”
Özgecan’ın annesi Songül Aslan
Yani o yüzden tabii aksi olsun, kötü şeyler düşünmeyelim diye ümit ediyorduk.
Yolda katiller jandarma ile karşılaştı. Jandarmayı atlattıklarını zanneden katilleri jandarma bir şey olduğunu anlayınca çaktırmadan minibüsü takip etmeye başlamışlardı. Arkadaşı Fatih, Suphi’yi arayıp ‘arkanızdaki ben değilim, jandarma sizi takip ediyor’ dedi. Jandarma trafiğe yakalanan Suphi ve babası, jandarmanın uyarısı ile arabayı yol kenarına çekti. Jandarma, minibüsteki kandan, bereden ve kalın çerçeveli gözlükten şüphelenmişti.
“Jandarma kuvvetleri ile olay esnasında görüştük, tanıştık. Allah razı olsun, iyi insanlardı.”
Özgecan’ın babası Mehmet Aslan
“Ağladım ben, çok kötü oldum. Niye dedim giderken görmediniz gelirken gördünüz? Başka da bir şey söyleyemedim.”
Özgecan’ın annesi Songül Aslan
Çok çabaladılar, söz verdiler zaten biz gittiğimizde beyefendi, ‘size, onu muhakkak bulacağım. Öyle böyle bulacağım, söz veriyorum’ dedi. İştr Mehmet dayanamadı hemen arkadaşı ile Tarsus’a gitti.”
Özgecan’ın annesi Songül Aslan
Jandarma, Suphi’yi nezarethaneye tıkmıştı ama savcı tutmamız için bir somut delil yok, serbest bırakalım, deyince Suphi serbest kaldı. Jandarma, Suphi’nin çalıştığı minibüs şöför hattına gitti ve bir aracınızda inceleme yapılıyor, dedi.
Jandarma Trafik Şube Müdürü, Özgecan’ın beresini çekmecesinden çıkardı ve ‘bu bere Özgecan Aslan’a ait olabilir mi diye sordu. Annesi ve babası orada yıkılmıştı...
“Kızımın tek hatası dolmuşa binip eve gelmekti.”
Özgecan’ın annesi Songül Aslan
Özgecan’a erkek eli değmesin diye Özgecan’ın tabutunu kadınlar taşımıştı.
O yandı, Türkiye yandı...
“Kızımın katillerini istiyorum. Kanı yerde kalmasın.”
Özgecan’ın annesi Songül Aslan
Suphi Altındöken aranırken Necmettin Altındöken ve Fatih Gökçe çok geçmeden suçları itiraf etti. Arkadaşı ve babası yakalanmıştı ama Suphi firardaydı. Taksi şöförleri tek tek Suphi’yi aradılar, münibüs şöförleri Suphi’yi bulmak için güzergahlarını değiştirdiler, esnaflar kepenk kapattı. Suphi’yi aramaya başladı.
Suphi Mersin’in Tarsus ilçesinin 92 Evler Mahallesi’nde jandarma kiplerince yakalandı.
Karar: Sanıklardan Suphi Altındöken, canavarca hisle eziyet çektirerek öldürme, suçun delillerini gizleme, cinsel saldırıya teşebbüs suçlarından ağırlaştırılmış müebbet ve çeşitli suçlardan 27 yıl hapis cezasına, Fatih Gökçe ve Necmettin Altındöken’in de işledikleri suçlardan dolayı ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılmasına karar verilmiştir.
Suphi Altındöken, cezaevinde öldü. Özgecan ise kalbimizde derin bir iz olarak kaldı. Özgecan Aslan artık kadına şiddetin simgesi haline geldi. Temennimiz ise başka Özgecanlar olmasın...
“Biz böyle yetişmişiz. Bir karıncayı bile incitemeyiz. Dünyayı iyilik değiştirecek diyorum. Ben Özge’yi sanki yurt dışına gitmiş okuyor gibi hissediyorum yoksa bu acıya dayanamıyorum. Bir gün ona kavuşacağımı biliyorum.”
Özgecan’ın annesi Songül Aslan
“Özgecanlar Derneği diye bir dernek kurduk. Bu derneğin amacı Özgecanların, bütün Özgecanların insani olarak bütün hakların kötülüğün gasp etmemesi için çalışmakta.
Özgecan’ın babası Mehmet Aslan
“Özgecan Aslan cinayeti, toplumda uzun süredir yara olan bir şeyin ortaya çıkmasını görünür hale gelmesini sağladı. Uygulanacak cezalar sürekli indirime tabii oluyor, ağır cezalar verilemiyor. Mahkemeye karşı efendi bir görünüş, bir takım elbise giyiyorsun vs. Bu kadına veya başka birisine karşı geliyor orada sakin, kravatını takmış vaziyette geliyor, altıda bire kadar indirim uygulanıyor. Dolayısıyla ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası alacak birisi sadece müebbet alıyor, 25 sene yatıyor, kurtuluyor. Bu iyi bir mesaj vermiyor topluma. Cezanın caydırıcılığını azaltıyor ve sıkça işlenen bir suç haline dönüşüyor ki hemen buna dönük bu çalışmaların yapılması gerek olduğunu düşünüyorum. (Özgecan Yasası hakkında)
Hayati Şahin
Avukat
Belki temel taştan, tam oradan çocuktan başlasak birtakım şeylerin düzelebileceğini ve ilerleyebileyeceğini düşünüyorum ben açıkçası. Bir ailede eğer şiddet varsa %99 ihtimalle o çocuğun ileri ki hayatında bir şiddetten bahsedebiliriz. (Buna bir çözüm bulabilir miyiz?)
İdil Cemre Öztep
Klinik Psikolog
11 ŞUBAT'TA ÖZGECAN ASLAN KAÇIRILDI VE KATLEDİLDİ!