31 Ocak (Ramazan ayının son cuma günü) İran İslam Devrimi’nin siyasi ve ruhani lideri “Kudüs Günü” ilan edilen bir tarihti. Refah Partili Sincan Belediyesi de 31 Ocak 1996 tarihinde “Kudüs Gecesi” isimli bir etkinlik organize etti. Etkinliğin yapılacağı salona Hamas ve Hizbullah terör örgütü liderlerinin büyük boy posterleri asıldı. Geceye Sincan Belediye Başkanı Bekir Yıldız’ın davetlisi olarak İran’ın Ankara Büyükelçisi Muhammed Rıza Bagheri de katıldı. Bagheri, İran rejimini öven, Türkiye’nin laik devlet düzeni aleyhine bir konuşma yaptı. Etkinlikte mikrofon başına geçen Sincan Belediye Başkanı Bekir Yıldız’ın ağzından başörtüsü takmayanları aşağılayan sözler döküldü. Yıldız’ın ifadeleri daha sonra yargılandığı mahkeme tutanaklarında şöyle yansıdı:
“Başörtüsü, müslümanların şeref sancağıdır. Başörtüsü takmayanların kendi vücutlarını şerefli görmeyerek, peşkeş çektikleri, şeref sancağı olan başörtüleri de ve diğer değer yargıları için sabırlı bir şekilde mücadele yapacakları ancak müslümanların sabrı taştığında işin nereye varacağını çok iyi bildiği [...] kendi hataları ile hasta düşen laiklerin kollarına ve bacaklarına zorla basarak, şeriat enjekte edecekleri…”
Sincan’daki gecede yaşananlar, Türkiye’nin gündemine oturacak, uzun zaman da tartışılacaktı. Ne etkinlikte asılan posterler ne davetliler ne de yapılan konuşmalar, sıradan ve görmezden gelinecek şeyler değildi. Açıkça laik, demokratik düzen tehdit ediliyor, yabancı bir ülkenin rejimi Türkiye’ye örnek gösteriliyordu. Tehdit edilenlerden birisi de komşu ülkenin büyüklelçisiydi.
Her kesimden Kudüs Gecesi’ne tepkiler yükseliyordu.2 Şubat 1997 tarihinde İçişleri Bakanı Meral Akşener, Bekir Yıldız hakkında müfettişlere inceleme başlattırdı. Bekir Yıldız, Başbakan Yardımcısı Tansu Çiller’in talimatıyla Bakan Akşener tarafından görevinden alındı. Hem Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı hem de Ankara Devlet Güvenlik Mahkemesi Başsavcılığı, Bekir Yıldız ve belediye çalışanları hakkında “Hizbullah Terör Örgütü üyeliği, yardım ve yataklık suçlarından iki ayrı adli soruşturma başlattı.
Söz konusu gecede konuşan İran’ın Ankara Büyükelçisi Bagheri, 3 Şubat 1997 tarihinde Dişişleri Bakanlığı’na çağrılarak protesto edildi, olayın ardından İran Büyükelçisi ve İran İstanbul Başkonsolosu Türkiye’den ayrıldı.
Başbakan Yardımcısı ve DYP’nin Genel Başkanı Tansu Çiller partisinin grup toplantısında, Sincan’da yaşananlara değindi:
“Ülkemizin şu geçtiği süreçte son yaşadığı bir densiz olay var: Sincan olayı. Sincan’daki olayı yok farz edemeyiz. Sincan’daki olayı küçümseyip de geçemeyiz. Sincan’daki olayın vahim olduğunda da hemfikir olmamız gerekir. İçimizde sindirmediğimiz müddetçe bu işlerin hepsini aşacağız, Türkiye aşacak. Devletimizin bu vazgeçilmez niteliği denenecek olursa buna teşebbüs edenlere de Türkiye’yi dar ederiz”
Kısacası koalisyon ortağı DYP’de Sincan’da yaşanılanlara yüksek perdeden tepki gösterdi. Bekir Yıldız, soruşturma devam ederken tutuklandı.
Başbakan Yardımcısı Tansu Çiller, 28 Şubat davasının görüldüğü Ankara 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nde 18 Temmuz 2017 tarihindeki beyanında olayla ilgili şunları söyledi:
Sincan’da bir belediye başkanı yine Ortadoğu’daki bir ülkenin sefirini davet ediyor. Densiz birtakım laflar, laik Türkiye’nin aleyhine birtakım laflar… 31 Ocak 1997 Kudüs Gecesi ve burada birtakım teröristlerin resimleri önünde kendi ülkesinin rejimini methediyor.
İçişleri Bakanı’nı çağırıyorum. ‘Nedir bu?’ diyorum.’Gereğini yapalım’ diyorum.
Sincan Belediye Başkanı Refah Partili, görevden alınıyor. Dışişleri Bakanlığı o ülkenin sefirini geri yolluyor, aynı zamanda konsolosu geri yolluyor…”
Çiller’in sözleri mahkemede yankılanırken”Meral Akşener, Sincan Belediye Başkanı’nı görevden almadan önce size danıştı mı?” sorusuna Çiller “Meral Akşener, benim parti genel başkanlığım zamanında İçişleri Bakanlığı yaptı. Dolayısıyla benim bilgimin haricinde olması mümkün değil.” diye yanıt verdi.
“Siz Sincan Belediye Başkanı’nın görevden alınma gerekçelerini doğru buldunuz mu? Bu yüzden mi böyle bir talimat verdiniz?” şeklindeki soruya Çiller, “Evet.” diyerek, Bekir Yıldız’ın görevden alınmasının kendi talimatıyla olduğunu mahkemede anlattı.
İçişleri Bakanı Meral Akşener, 16 Şubat 2015’te beyanda bulundu. Akşener, “Bekir Yıldız’ın görevden alınması ile ilgili olarak size herhangi bir baskı, cebir ya da şiddet uygulandı mı?” şeklindeki soruyu şu yanıtı verdi:
“Hayır. Tekrar ediyorum. Şahsıma ait, herhangi bir şahıs silahlı bürokrasiden herhangi bir kişi tabancasını uzatıp alnıma yöneltip herhangi bir şekilde ‘bunu imzalayacaksın kardeşim’ diyen olmadı. Demeye kalkışılsa zaten mümkün değildi, inadına yapardım. Ne derse onun tersini yapardım ama öyle bir şey olmadı. [...] Şöyle bir şey oldu. Şimdi Sincan’da bir gece yapıldı. Bir belediye başkanı tarafından bir gece yapıldı: Kudüs Gecesi. O Kudüs Gecesi’ndeki söylem ve eylemlerden sonra zaten soruşturma açtım ben. Yani o şahıs hakkında soruşturma açtım. Yanlış olduğunu düşündüm için. Daha sonra alındı arkadaş.”
Çetin Doğan’ın Gözünden 28 Şubat Size Yalan Söylediler, Barış Terkoğlu, Sami Menteş,Soruşturma Açıldı, Yıllar Sonra Anlattılar, Sayfa 29 - 30 - 31 - 32.