Çocukluğu ve eğitim hayatı
Ozan Arif, 10 Haziran 1949’da, Giresun’un Alucra ilçesine bağlı Hapu köyünde, Fatma Hanım ve Mehmet Bey’in oğlu olarak dünyaya geldiğinde ailesi, ona, “Arif Şirin” adını verdi. Annesi Fatma Hanım, komşu köyleri Demirözü’nden pek sevilen rahmetli Gençağa Eskünoğlu’nun kızıydı. Babası Mehmet Bey ise, Hapu köyü yöresinin sevilen isimlerinden rahmetli Muharrem Çavuş’un oğluydu.
Arif’in hayatında zamanla pek çok şey değişecekti; hepimizin hayatında olduğu gibi. Doğduğu köyün adı bile aynı kalmayacaktı. Köyü daha sonra Yükselen köyü oldu. Hem şu hayatta aynı kalabilen çok az şey vardı. Babası memurdu ve oldukça kalabalık bir ailesi vardı Arif’in. Hayatında değişen ilk şey babasının memuriyeti sebebiyle Giresun’dan ayrılmak oldu. Arif, ilk ve ortaokulu Samsun’da bitirdi.
Kalabalık ailesinin geçimine katkıda bulunmak için çabuk büyümenin bir yolunu bulmak istiyordu. Kısa zamanda para kazanır duruma geleceği iyi bir iş sahibi olmak için Ordu’da bulunan, Perşembe Erkek Öğretmen Okulu’na başladı. Öğrencilik sürecini de iyi değerlendirmek istemişti. Kışları okula gitti, yazları ise rençper olarak çalıştı. 1969-1970 döneminde mezun oldu.
Bağlama tutkusu
Arif, Leyla ile Mecnun’u, Kerem ile Aslı’yı, Karacaoğlan’ı, Köroğlu’nu ve daha nicelerini çocuk yaşlarında okumuş; aşk cönklerini ezber etmişti. Ortaokul ikinci sınıfta da bağlamanın sesine aşık oldu. Karadeniz’de, çocukluğunun geçtiği bu yörede doğaçlama Türkü söylemek öyle yaygındı ki, nasıl olmasındı? Şimdi ona kavuşmanın, tellerini tıngırdatmanın bir yolunu aramaya koyulmuştu. Zira anne ya da babasına gidip, “Ben bir bağlama istiyorum” diyemezdi. Aile bütçesinin ne demek olduğunu ve bu bütçede bağlamaya varasıya kadar pek çok önceliğe ancak yetişildiğini öğreneli çok olmuştu. Sessiz sedasız harçlıklarını biriktirmeye başladı; sabırla. Zaman aldı elbet ona ulaşmak. 1964’te, İstanbul’da bulunan Şemsi Yasıtman Sav Evi’nden 15 liraya aldı ilk bağlamasını…
İşte belki de o gün başladı Ozan Arif olmaya. Yöresi ona pek çok şey öğretmiş, içindeki cevheri dışarı çıkarmıştı. Allah’ın bir yetenek verdiği kuşkusuzdu; ama gerisi için de çok çabalamıştı. Zamanla destan satıcıları Ozan Arif’e destanlar yazdıracak, bunlar basılıp dağıtıldıkça da adı daha uzak köylere, daha uzağa, daha uzağa derken, ülkeye yayılırcasına duyulabilecekti…
Öğretmen Ozan Arif
Arif’in öğretmenlik mesleğinde ilk görev yeri ailesinin hala yaşamaya devam ettiği Samsun oldu. Samsun’da bulunan Karaoyumca köyünün ilkokuluna gitmişti. Burada geçen bir yıllık stajyerlik döneminden sonra Samsun’da bir başka köye, Devgeriş’e tayin oldu. Burada 5 yılı öğretmenlik, 4 yılı okul müdürlüğü olmak üzere 9 yılı geçecekti.
Arif, çocukluğundan bu yana inandığı şeylerden vazgeçmeyen kişiliğini korumuştu. Ancak mesleğinde bu inançlarından, prensiplerinden taviz vermeyen yanı döneminin yöneticileri ile çatışmasına sebep olmuştu. Aslında mesleğini çok seviyordu; ama istifa etmeyi seçmişti…
Ozan Arif evlendi
Devgeriş köyü, Arif’in sadece mesleğini aşkla yaptığı yer olmakla kalmadı; aşkı bulduğu yer oldu. Süheyla Hanım ile burada tanıştı. O da buraya stajyer olarak gelmişti. Ömrü boyunca Arif’in en çok yanında olacak, ona en çok destek verecek kişiydi.
1972’de evlendiler…
Darbe dönemi
1980’e kadar verdiği birçok konserde defalarca saldırı girişimine uğramış, tehditler almıştı. Hatta bir konserinde kendisi odaklı planlanan bir bombalı saldırıdan kıl payı kurtulduğu için şanslıydı.
Ve 12 Eylül 1980, tüm Türkiye için yaşanırken, Arif için de yaşanıyordu. Milli ve manevi değerlere sahip çıkan, memleketi için yürekten savaşan birçok vatansever gibi yanlış değerlendirilmiş olmanın üzüntüsünü yaşıyordu. Çok değil, 12 gün sonra, 24 Eylül 1980’de, Almanya’ya gitti. Karısını, çocuğunu, ailesini ardında bırakmak üzüyordu, evet; ama en çok ülkesini bırakıp gidiyor olmanın acısı tarifsizdi.
Gittiği yerde de vazgeçmedi aslında. Dünyada nerede bir Müslüman Türk’e rastlasa, milli duygularının filizlenmesi ve kabarması için elinden geleni yaptı. 11 yıl süren bu ayrılığın ardından 5 Kasım 1991’de, ülkesine döndü. Onu karşılamaya yaklaşık yarım milyon insan gelmişti. Bu rakam, o zamana dek kayıtlara geçmiş en büyük karşılama töreni idi…
Uzun yıllar MHP'de siyaset yaptı ve İYİ Parti'de de 2 yıl görev yaptı.
Ölümü:
13 Şubat 2019''da gırtlak kanseri tedavisi gördüğü Samsun Ondokuz Mayıs Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi''nde saat 04.50''de 69 yaşında öldü. Cenazesi, Samsun''da Kıranköy Mezarlığı''nda toprağa verildi.