ROMANTİZİM AKIMI
Romantizm akımı özellikle Rönesans devrinden sonra Avrupa’da hayli etkili olan klasisizm akımına aydınlanma düşüncesinin getirdiği kalıplara ve edebiyat ve sanatı yüksek bir zümrenin belli kalıpları çerçevesine hapseden aristokrat çevresine tepki olarak, sanatın ve edebiyatın aslında yoldan geçen herhangi birinin yahut sokaktaki bir seyyar satıcının , oyun oynayan bir çocuğun evine ekmek götürmeye çalışan bir babanın da sanatı olduğunu aslında edebiyatın bunları da konu alması gerektiğini vurgulamak iddiasıyla klasisizm akımına tepki olarak ortaya çıkmıştır.
Romantizm bu tez karşısında özellikle sanatın içinde halkı eğitmek sanat için sanat anlayışı yerine toplum için sanat anlayışını ve trajedi dram kara mizah gibi günümüz edebi ve tiyatral terimlerinin ilk defa ortaya çıkmasını da sağlamıştır. 18 yüzyılın ortaları romantizm akımı için bulunmaz bir dönemdi. Özellikle 30 yıl savaşları ve Avrupa’daki müthiş mezhepsel karışıklıklar klasizm akımının kuvvetlenirse de artık buna tepki olmak için bütün paradigmalar hazırdı. Daha sonra Fransız ihtilalinin de en önemli fikir adamlarından biri olacak Jean-Jacques Rousseau özellikle 1762 yılında çocukların dünyasını anlamak amacıyla onların penceresinden Dünyaya baktığı Emille İsimli romanı Bize aslında romantizm akımının Avrupa edebiyatındaki ilk esintilerini vermektedir. Bu romanda büyüklerin dünyasının kalıplarını ve bağımsızlıklarına yapılan eleştiri aslında bir yandan klasizm akımının temsilcilerinin sanatı akıl ve bilim ışığında dar bir kalıpla köhne bir bağnazlık la ele almalarının eleştirisinin bir ön provası olarak kabul edilebilir.
Bunun yanında romantizm akımının Jean-Jacques Rousseau!dan Sonraki en büyük temsilcisi Victor Hugo dur. Victor Hugo’nun Cromwell İsimli tiyatro oyunun ön sözü oyunun kendisinden daha büyük ses getirmiş adeta romantizm akımını avrupa’da savunan edebiyatçıların bir doktrini haline gelmiştir. Bu eserler ve edebiyatçıların yanı sıra avrupa’da birçok önde gelen edebi kişilik ve ünlü birçok eser romantizm akımından hayli derecede etkilenmiştir. Örnek vermek gerekirse alman edebiyatından ünlü şair ve yazar Gothe, Rus edebiyatının genç yürekli asil şövalyesi Puşkin Ve Alexander Dummus Bu bahsettiğimiz akımın örnekleri için sanırım yeterli olacaktır.
Türkiye edebiyatında romantizm akımının yansımaları avrupa’dan biraz daha sonra görülmüş özellikle birinci tanzimat dönemi şair ve yazarları romantizm akımından ve dahası romantizm akımının getirdiği kavramlardan yoğunlukla etkilenmiştirler. Örnek vermek gerekirse türk edebiyatının yazı makinesi Ahmet Mithat efendi’nin felatun bey ve rakım efendi adlı romanın da Yine Şemsettin sami bey’in Taaşşuk-ı Talât ve Fitnat adlı eserinde Namık kemal’in hem şiirleri hem tiyatroları hem de romanlarında bu akımın kavramları sıkça vurgulanmıştır. Genel olarak birinci dönem tanzimat sanatçılarına bakıldığında şu kavramların eserlerinde sıklıkla görülür. Aydın insanla geri kalmış insanın sürtüşmesi, kara Mizah, Okuyucuya bilgiler vermek için sık sık araya girip akışın bozulması ve sanatı güzellik için değil de halkı geliştirmek için bir araç olarak kullanılması romantizm akımının Osmanlı ve türk edebiyatındaki yansımalarına güzel örnekler olarak verilebilir. Türkiye Cumhuriyeti devleti döneminde özellikle toplumcu gerçekçi yazar ve şairlerimizin de tanzimat birinci dönem sanatçılarının ve romantizm akımının önde gelen esaslarından etkilendiği söylenebilir.