Tevhid-i Tedrisat Kanunu maddeleri şu şekildedir:
Madde 1 – Türkiye dahilindeki bütün müessesatı ilmiye ve tedrisiye Maarif Vekaletine merbuttur.
Madde 2 – Şer'iye ve Evkaf Vekaleti veyahut hususi vakıflar tarafından idare olunan bilcümle medrese ve mektepler Maarif Vekaletine devir ve raptedilmiştir.
Madde 3 – Şer'iye ve Evkaf Vekaleti bütçesinde mekatip ve medarise tahsis olunan mebaliğ Maarif bütçesine nakledilecektir.
Madde 4 – Maarif Vekaleti yüksek diniyat mütehassısları yetiştirilmek üzere Darülfünunda bir İlahiyat Fakültesi tesis ve imamet ve hitabet gibi hidematı diniyenin ifası vazifesiyle mükellef memurların yetişmesi için de ayrı mektepler küşat edecektir.
Madde 5 – Bu kanunun neşri tarihinden itibaren terbiye ve tedrisatı umumiye ile müştegil olup şimdiye kadar Müdafaai Milliyeye merbut olan askeri rüşti ve idadilerle Sıhhiye Vekaletine merbut olan darüleytamlar, bütçeleri ve heyeti talimiyeleri ile beraber Maarif Vekaletine raptolunmuştur. Mezkür rüşti ve idadilerde bulunan heyeti talimiyelerin ciheti irtibatları atiyen ait olduğu Vekaletler arasında tahvil ve tanzim edilecek ve o zamana kadar orduya mensup olan muallimler orduya nispetlerini muhafaza edecektir. (3)
(Ek: 22/4/1341 - 637/1 md.) Mektebi Harbiyeden menşe teşkil eden askeri liseler bütçe ve kadrolariyle Müdafaai Milliye Vekaletine devrolunmuştur.
Madde 6 – İşbu kanun tarihi neşrinden muteberdir.
Madde 7 – İşbu kanunun icrayı ahkamına İcra Vekilleri Heyeti memurdur.(1)
Memleketin Asayişi
Geçen sene zarfında memleketin asayişinde ciddi semereler husule getirilmiştir. Emniyet ve asayişin muhafazası ve sağlamlaştırılması görüşü o derece mühimdir ki, mevcut ahval cidden memnuniyet verici olmakla beraber, bu hususta devamlı alaka ve takibatta asla müsamahakar olunamayacağını beyan etmeyi gereksiz sayıyorum. Memleketin İktisadi Vaziyeti Memleketin iktisadi vaziyetinde ümit verici emareler görülmüştür. Uzun senelerden beri mesaisinin birikmiş hasılatını sarf etmek mecburiyetinde kalan memleketimiz, iktisaden gelecekteki mesaisine dermanlı bir halde girmiş 1 bulunuyor. İktisadi işlerde çalışmak hevesi, topraklarımızın feyz ve bereketine haklı ve derin itimat, fakir ve zengin bütün memleket evladında hissolunmaktadır. İktisadi gelişme için her vasıtadan evvel lazım olan bu uyanış, yüce Meclis ve hükümet tarafından faydalı kanunlar ve pratik tedbirlerle himaye ve teşvik edilmek lazımdır. Mübadele Meselesi Anlaşmalar icabından olan ahali mübadelesi icraatı devam etmektedir. Cumhuriyet hükümeti birçok müşkülat ile beraber mevsimin de meşakkatleriyle mücadele etmek mecburiyetinde kaldı. Buna rağmen memleket dahilindeki nakil ve iskan işleri çok sayıda vasıtaların israfına mal olan geçmiş senelere nispetle kıyas kabul etmeyecek derecede iyi cereyan etmektedir. Yeni vatandaşlarımızdan mühim bir kısmı daha şimdiden geçimlerini bizzat tedarik edebilecek vaziyete getirilmişlerdir. Mübadele işlerinde daha göğüslemek mecburiyetinde olduğumuz müşkülat büyüktür. Bu mesele ile milletimiz cidden ve yakından alakadardır. Ordumuz Muhterem efendiler! Memleket müdafaası tedbirlerimizi övgü lisanıyla zikretmek isterim. Türkiye Cumhuriyeti, hukukunu büyük bir hassasiyet ile muhafazaya kararlıdır. (Alkışlar.) Bunu ifade ederken, bu uğurda tasavvurun .üzerinde müşkülat ile mücadele etmek mecburiyetinde kalmış olan müdafilerin haline tercüman olmuş. oluyorum. Muzaffer ordumuzun hali, güven verici ve itimada değerdir. Gelecekte dahi çetin tecrübelerde kıymetini ispat etmiş olan kumanda heyetlerimizin yüksek kabiliyetlerini muhafaza etmek ve artırmak ve vatanın muhafazası 1 için icap eden medeni vasıtaların tamamını devamlı olarak tedarik ve temin mecburiyetlerimizi ihmal etmemize imkan yoktur. Askeri hizmetin bir buçuk seneye indirilmesi için kabul olunan kanunu da memnuniyetle zikretmek isterim. Bu karar ile Cumhuriyet, silahlı tedbirleri ancak zaruret sınırında kabul etmek ve memleket evladının önünü açmak için azami kolaylıkları temin eylemek şiarında olduğunu göstermiştir. (Bravo sesleri.)
İktisadi ve Mali Vaziyet
Mali ve iktisadi ıslahat ve tedbirlere bilhassa ehemmiyet atfediyoruz. (Alkışlaı🙂 Memleketimizin mali vaziyeti intizam, emniyet ve inzibat üzerine kuruludur. Hakiki bir bütçe tesisi, vergilerin ıslahı ve her tür israflara karşı daimi olarak teyakkuz ve engel olmak kararındayız. Memleketimizin servet kazanması yolunu her şeyden evvel ziraatta ve zirai sanayide arıyoruz. (Alkışlaı🙂
Deniz Nakliyatı
Memleketin ulaşımı üzerine bilhassa yüksek nazarı dikkatinizi çekerim. Deniz nakliyatının memleket evladının vasıtaları ve kabiliyeti ile temini için3 az zamanda elde edilen semereler, şimdiye kadar bize mani olan siyasi kayıtların isabetsizliğini derhal ortaya çıkanrııştır. Bu yolda kati semereleri az zamanda toplamak mecburiyetindeyiz.
Şimendiferler (Tren ve demir yolları)
Memleketin muhtaç olduğu şimendiferler hiçbir an gözümüzden uzak olmayacaktır. Sivas şimendiferlerinin derhal inşasına başlanması kararını esaslı bir gelişme tedbiri sayıyoruz. Memlekette her vasıta ile bir karış fazla şimendifer vücuda getirmek, fakat vaziyet her ne olursa olsun bir gün geri kalmamak düsturu milletin hakiki ihtiyacına tamamen uygun olduğu kanaatindeyim
Nüfus Meselesi
Nüfusumuzun muhafaza ve artırılması gayesini ehemmiyetle nazarı dikkate sunarım. Genel sıhhat için esaslı olarak göz önünde tutulan tedbirler devamlı olarak tamamlanmalı ve genişletilmelidir. Bereketli ve doğurgan olan Türk milleti devamlı ve fenni sıhhat tedbirlerine mazhar olunca Türk vatanını süratle dolduracak ve şenlendirecek kuvvette olduğuna kimsenin şüphesi yoktur.
Maarif Meselesi
Memlekette maarif nurunun yayılmasına ve en derin köşelere kadar nüfuz etmesine bilhassa gözümüzü dikiyoruz. Dört sene evvel maarife tahsis ettiğimiz vasıtaları bugün on misline çıkarmış bulunuyoruz. Evvelemirde bu vasıtaların hakikaten verimli ve pratik olmasına ve asla israfa uğramamasına ehemmiyet veriyoruz. Bu hal temin edilmiş bulundurulmakla beraber, maarifin vasıtalarını devamlı olarak artırmak lüzumuna olan kanaatimizi muhafaza edeceğiz. Diğer taraftan özel idarelerden ve memleketin ayrı ayrı kaynaklarından maarife harcanan mesainin merkezden alakadarca takip olunmasını ve bu suretle genel mesainin ilerleme hedefine sevkinin ve ulaştırılmasının tesadüfe bırakılmamasını lüzumlu görüyoruz.
Öğretimin Birliği
Milletin kamuoyunda tespit olunan eğitim ve öğretimin birliği umdesinin (ilkesinin bir an kaybetmeksizin tatbiki lüzumunu gözlemliyoruz. (Alkışlar. bravo sesleri.) Bu yolda gecikmenin zararları ve bu yolda hızlı davranmanın ciddi ve derin semereleri seri kararınıza tecelli vesilesi olmalıdır. Darülfünunun mevcudiyet ve gelişmesine ve yüksek bir darülfünunun milletin genel eğitiminde, medeni gelişmesinde sahip olduğu kati tesirlere bilhassa nazarı dikkati çekerim. Türkiye'nin eğitim ve maarif siyasetini her derecesinde tam bir anlaşılırlık ve hiçbir tereddüde mahal vermeyen açıklık ile ifade etmek ve tatbik etmek lazımdır. (Bravo sesleri, şiddetli alkışlar.) Bu siyaset her manasıyla, milli bir mahiyette tayin olunabilir. Adli Islahat Adli teşkilat ve ıslahata verdiğimiz ehemmiyeti, nasıl ifade etsek azdır. Gerçi, bütçenin bugünkü halinde adliye için mühim kaynaklar ayrılmıştır ve bu kaynaklar devamlı olarak artırılacaktır. Fakat, bundan mühim olan nokta, adli anlayışımızı, adli kanunlarımızı, adli teşkilatımızı, bizi şimdiye kadar şuurlu şuursuz tesir altında bulunduran, asrın icaplarına uygun olmayan bağlardan bir an evvel kurtarmaktır. ( Bravo sesleri, alkışlar.) Millet, her medeni memlekette olan adli anlayışların! memleketin ihtiyaçlarına uyan esaslarını istiyor. Millet, seri ve kati adaleti temin eden medeni usulleri istiyor. (Alkışlar.) Milletin arzu ve ihtiyacına tabi olarak adliyemizde her türlü tesirlerden cesaretle silkinmek ve seri ilerlemelere atılmakta asla tereddüt olunmamak lazımdır. (Alkışlar.) Medeni hukukta. aile hukukunda takip edeceğimiz yol ancak medeniyet yolu olacaktır.2 (Bravo sesleri, alkışlar.) Hukukta idarei maslahat ve hurafelere bağlılık, milletleri uyanmaktan men eden en ağır bir kabustur. Türk milleti, üzerinde kabus bulunduramaz! (Şiddetli alkışlaı🙂
Ankara'nın İmarı
Cumhuriyet'in merkezi olan Ankara'nın süratle iman gereklidir. Yeni ve asri bir devletin mesaisinde intizam ve semere, medeni bir şehir içinde temin. edilebilir. Memleketin mevcudiyeti şimdi ve gelecekte Ankara'nın idare merkezi olmasını nasıl katiyen gerektirmiş ise, Cumhuriyet merkezinin süratle gelişmesini ve imarını da o derece zaruri kılmıştır. Gerçi idare merkezinin muhtaç olduğu resmi ve genel mekanları birden temin etmek mümkün değildir. Bu mekanları senelere taksim ederek, fakat devamlı olarak meydana getirmek ve inşa etmek, hem ihtiyacı pratik olarak adım adım ikmale hem de birden büyük kaynakların hasrından kaçınmaya vesile olacaktır.
Matbuatın Serbestisi
Matbuatın genel hayatta, siyasi hayatta ve Cumhuriyet'in gelişme ve ilerlemelerinde sahip olduğu yüksek vazifeleri yad etmek isterim. Matbuatın tam ve geniş hürriyeti iyi kullanmasının ne derecede nazik bir vaziyet olduğunu da beyana lüzum görmem. (Bravo sesleri.) Her türlü kanun kayıtlardan evvel bir kalem sahibinin ilme, ihtiyaca ve kendi siyasi anlayışına olduğu kadar vatandaşların haklarına ve memleketin her türlü özel anlayışların üzerinde olan yüksek menfaatlarine de dikkat ve hürmet etmek manevi mecburiyeti, asıl bu mecburiyettir ki, genel intizamı temin edebilir. (Bravo sesleri.) Bununla beraber, bu yolda dalgınlık ve kusur olsa bile bu kusuru düzeltecek tesirli vasıta, asla mazide zannolunduğu gibi matbuat hürriyetini sınırlayanan bağlar değildir. (Bravo sesleri. alkışlar.) Bilakis matbuat hürriyetinden doğan sakıncaların giderilmesi vasıta<>ı yine bizzat matbuat hürriyetidir, kanaatindeyiz. (Şiddetli ve sürekli alkışlar.)
Ordu ve Siyaset
Değerli üyeler! Memleketin genel hayatında orduyu siyasetten tecrit etmek umdesi, Cumhuriyet'in daima göz önünde tuttuğu bir esas noktadır. (alkışlar.🙂 Şimdiye kadar takip olunan bu yolda Cumhuriyet orduları vatanın emin ve metin bekçisi olarak hürmet ve kuvvet mevkiinde kalmışlardır.
Din ve Siyaset
Bunun gibi, mensup olmakla rahat ve mesut bulunduğumuz İslam dinini, asırlardan beri olageldiği üzere bir siyaset vasıtası mevkiinden tenzih etmek ve yüceltmek elzem olduğu hakikatini gözlemliyoruz. (Bravo sesleri, alkışlar) Mukaddes ve ilahi olan itikatlarımızı ve vicdaniyatımızı muğlak ve değişken olan ve her türlü menfaat ve ihtiraslara tecelli sahnesi olan siyasetten ve siyasetin bütün uzuvlarından bir an evvel ve katiyen kurtarmak, milletin dünyevi ve uhrevi saadetinin emrettiği bir zarurettir. (Alkışlar.) Ancak bu suretle İslam dininin yüce fikirleri tecelli eder. (Çok doğru, öyledir sesleri.)
Hariçle Münasebetimiz
Efendiler! Geçen sene esnasında harici siyasetimiz barış ve sükun vadisinde devamlı olarak ilerleme göstermiştir. Felaketli senelerin son eserleri olan askeri işgaller tamamen son buldu. Vatanın fiilen bütünlüğünü vücuda getiren bu hadiseler, milletin tarihinde daima ıstırap ile fakat kendine güven ile iftihar i le yaşayacaktır. İmza edilen antlaşmalar Yunanistan devleti tarafından tasdik olunarak ilk siyasi münasebetlere başlanmıştır. Muhacirlerimizin nakil ve iskanıyla alakalı müşkülatla beraber, hükümetimiz geçen hadiselerin tesirlerini hafifletmeye çalışmaktadır. Dürüst ve hakiki bir barış menfaatlarının takdir olunacağını ümit ediyoruz. Antlaşma, Romanya meclislerinde dahi tasdik edilmiştir. Siyasi ve resmi münasebetlerin gecikmemesi beklenmektedir. Antlaşmanın diğer devletler tarafından tasdiki ile yürürlüğe konulması için beklediğimiz zaman az değildir. Alakadar memleketlerin yasama süreçleri ile izah olunagelen gecikmelerin yakında son bulacağını ümit ediyoruz. Tasdik muamelesinin yeni bir bedel ile karşılaştırılmasının elbette tahakkuku mümkün değildir. (Bravo ses. / eri, alkışlar.) Biz, genel barış ulvi gayesinin müşterek menfaatları milletler için bütün kuvvetini muhafaza etmektedir, zannındayız. Cemahiri Müttehidei Amerika, ile eşitlik ve karşılıklı ilişkiler esası üzerine antlaşma imza olunmuştur. Tasdiki, hükümet tarafından yüce meclisimize arz olunacaktır. Lehistan I Cumhuriyeti ile imza olunan antlaşmanın yüce mecliste tasdikini memnuniyetle karşıladık. Lehistan meclislerince de tasdik olunan antlaşma teati olunmak üzeredir. Avusturya Cumhuriyeti ile dostluk antlaşması ve ticaret mukavelesi imza olundu. Bu da yüce Meclis'inize arz olunacaktır. Macaristan ile imza olunan dostluk antlaşması da yakında yüce Meclis'e takdim olunacaktır. Almanya ile antlaşma akdi için Ankara'da müzakerelere başlanmıştır. Diğer devletlerle de münasebetler tesisi için Cumhuriyet iyi eğilimler göstermekten geri kalmış değildir. Bittabi yarı resmi münasebetler devresi son bulduğundan, resmi münasebetler yeni esaslara göre yapılan yeni antlaşmalara dayanacaktır. İran milleti ile münasebetlerimiz dostanedir. İran'ın milli emelleri dairesinde gelişme ve ilerleme mesaisini memnuniyetle gözlemliyoruz. (Bravo sesleri, alkışlar.) Afgan ile münasebetlerimiz dostane olarak devam etmektedir. Rusya Şuralar İttihadı Cumhuriyeti2 ile münasebetlerimizin dostane mahiyette muhafazasına ve fiilen gelişmesine halisane kıymet atfediyoruz. Bazı müşkülat kısmen pratik olarak halledilmiştir. Hemen neticeye yaklaşmış olan konsolosluk mukavelesinin imzası gecikmeyecektir ümidindeyiz. Efendiler! Cumhuriyet'in harici siyasette yüzü, doğrulukla ve halisane olarak barışın ve antlaşmaların muhafazasına dönüktür. Münasebetleri genişletmek, karşılıklı olarak hukuka riayet ve hukuka riayet tarzında karşılıklılık hareket hattımızdır. Antlaşmaların yürürlüğe konulmasından sonra Cemiyeti Akvam'a Türkiye Cumhuriyeti'nin de girmesi göz önünde tutulacak bir noktadır. Biz Cemiyeti Akvam'ın güçlülere tahakküm vasıtası olmayarak, milletler arasında ahenk ve beraberliği temin, anlaşmazlıkları ·hak ve adalet dairesinde incelemeye ve halle vasıta olacak bir müessese halinde tecelli etmesini ve gelişmesini temenni ediyoruz. (Bravo sesleri, alkışlar) Muhterem arkadaşlarım! Önümüzdeki senenin programında pratik ve feyizli mesai yer almaktadır. Bu me1sai, ilerleme ve gelişmemiz için çok ciddiyet ve katiyet talep eder. Bu mesaide muvaffakiyet, herkes için bir imtihan devresi olacaktır. Milletimizin yüksek kabiliyeti ile gayret hissi ve yüce Meclis ile hükümetin mesai hedefinin tayininde ve tatbikatta isabeti, muvaffakiyetin kefilidir. Bu hususta güvenimi katiyet ve samimiyetle gösterir ve ifade ederim. (Sürekli alkışlar.) (2) Bu ikilik sonuna kadar böyle devam etmekte idi. Müslüman Türk topluluğu, şeriatçıların hükmü altında bulunduğundan; kadın hürriyeti, yaşama serbestliği olmadığı gibi üniversite ve sivil okulların öğretimi şeriatçıların kontrolünde idi. Mesela üniversitede yalnız müslümanlık felsefesi okunur, Batı üniversitelerinde hür düşünüş kaynağı olan dersler verilmez, medreselerde ise müsbet bilgiler hiç okutulmazdı. Şeriatçı halkın cahilliğine ve taasabuna, istibdat rejmi ise şeriatçılara dayanmakta idi.
Mustafa Kemal,çocukluğunu ve gençliğini o devirde geçirmşti, bu ikizlik ortadan kalmadıkça, memleketteki Orta Çağ müesselerini yıkılıp yerlerine tam Batılı müesseler kurulmadıkça, vatan kurtulsa bile milletin kurtulamayacağını inanmıştı. Batı medeniyeti mi, Doğu medeniyeti mi? Bu manasız ve bize bir asır kaybettiren mesela haledilmedi.(3)
Atatürk, 1924 yılının ocak ayı başında İzmir’de yapılacak bir tatbikat için bu şehre gitmişti. O, burada kaldığı iki ay zarfında 22 Ocak tarihinde İsmet Paşa’dan aldığı “Bir süreden beri gazetelerde hilafet makamının durumu ve halifenin şahıslarıyla ilgili yanliş anlaşılmalara yayınlarda bulunduğunu, halifenin İstanbul’a gelen resmi heyetlerin kendisini ziyaret etmelerini istediği ve hilafet hazinesine yapılacak ödeneklere dair hususların” ifade edildiği telgrafta, aynı gün verdiği cevapta “halife ve bütün dünya kesin olarak bilmelidir ki bugün var olan ve korunmakta olan halifenin ve halifelik makamının gerçekte ne dini ne de siyasi bakımdan hiçbir anlamı ve var olma gerekçesi yoktur. Bizce hilafet makamı olsa olsa tarihi bir hatıra olmaktan öteye bir anlam taşımaz.” diyerek, halife ve halifelikle ilgili düşüncelerini açıklarken, aynı zamanda halifeliğin kaldırılması yönünde karar verdiğini de ifade ediyordu.
Atatürk, 23 Şubat 1924 günü Ankara’ya döndükten sonra bu kararını gereken kimselerle açıklamıştı. O, 1 Mart 1924 tarihindeki yaptığı meclisi açış konuşmasında da “müslümanlığın yüzyıllardan beri yapıla geldiği üzere bir siyaset vasıtası olarak kullanılmasından kurtarılmasının ve yüceltilmediğinin şart olduğu” vurgulayarak” halifeliğin kaldırılmasıyla ilgili açıkça dile getirmiştir.
2 Mart 1924 günü Halk Fırkası grubunda yapılan görüşmelerden sonra karara bağlanan hilafetin kaldırılması meselesinin, daha sonra Meclis Genel Kurulu’nda görüşülmesi kararlaştırılmıştır. Meclis Genel Kurulu, 4 Mart 1924 günü bu konuyu görüşmek istemiştir. Bu sırada Urfa milletvekilli Şeyh Saffet ve elli arkadaşı tarafından hazırlanarak meclis başkanlığına verilen “hilafetin kaldırılması ve Osmanlı Hanedanı’nın Türkiye Dışına Çıkarılmasıyla İlgili” kanun teklifi yapılan görüşmelerden sonra kabul edilmiş ve böylece halifelik resmen kalkmıştır.
Halifeliğin kaldırılmasıyla, devlet düzeninin laikleştirilmesi hususunda büyük bir engel ortadan kaldırılırken aynı zamanda saltanat ve hilafet yanlılarının güç aldığı önemli bir makama da son verilmiş oluyordu.
Halifelğinin kaldırılmasının yurt içinde ve yurt dışında çeşitli yansımaları olmuştur. Bu karardan içeride özellikle saltanat ve hilafet yanlıları rahatsız olmuşlardır. Her ne pahasına olursa olsun bu makamın devam ettirrilmesi gerektiğini düşünen bu kişiler, Atatürk’e halife olmasını bile teklif etmişlerdir. Bu olayın yurt dışındaki yansımaları çok daha değişik gerçekleşmiştir. Örneğin Batı dünyası karardan dolayı şaşkınlık ve hayranlığını gizleyemezken, İslam alemi bu karardan rahatsız olmuş ve olumsuz tepkiler ortaya koymuştur.
Halifeliğin kaldırılmasının görünüşteki siyasi gayesinden çok daha önemli kültürel ve tarihi bir manası vardır. Bir kere her şeyden önce bu olay, 19. yüzyıldan beri sürüp gelen laik - yenilikçi grubun, dinci - muhazafakar gruba karşı bir zaferini ifade eder. Bu sebeple olay, aynı zamanda toplumdaki dengelerin yeniilikçiler lehinde değiştiğinin de bir göstergesidir.
Yine Manisa Milletvekili Vasıf Bey ve elli arkadaşı tarafındann verilen “Tevhid-i Tedrisat’a Dair” kanun teklifi ile Siirt milletvekili Halil Hulki Efendi ve elli arkadaşı tarafından verilen “Şer’iye Evkaf Vekaletinin Kaldırılmasına Dair” kanun teklifinin 3 Mart 1924 günü mecliste yapılan görüşmeler sonunda kabul edilmesiyle, eğitim ve öğretim birleştirilirken Şer’iye Evkaf Vekaleti ile Erkan-ı Harbiye Umumiye Vekaleti resmen kaldırılmıştır. (5)
Halife Abdülmecit, 200 bin liraya hilafeti İngilizlere satmak istemişti. (6)
Kaynakça: Mevzuat - Tevhid-i Tedrisat Kanunu
Atatürk’ün Bütün Eserleri, Cilt 16, TBMM’de Konuşma İkinci Devre İkinci Toplanma Yılını Açış Nutku, Sayfa 225 - 226 - 227 - 228 - 229 - 230 - 231.
Babanız Atatürk, Falih Rıfkı Atay, İnkılapçı, Sayfa 112.
Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi, Prof Dr. Refik Turan, Prof. Dr. Mustafa Safran, Prof. Dr. Necdet Hayta, Prof. Dr. M. Ali Çakmak, Prof. Dr. Cengiz Dönmez, Dr. Muhammet Şahin, Halifeliğin Kaldırılması (3 Mart 1924), 175 - 176 - 177
Abdülmecit, 200 bin lirasına hilafeti satmak istemişti - Ümit Doğan - Aykırı
Türkiye Cumhuriyeti Riyaseti
Kalemi Mahsus Müdüriyeti
Adet.
6/246
Ankara
3.3.1240 (1924)
Türkiye Büyük Millet meclisi Riyaseti Celisesine,
3.3.1240 (1924) tarih ve 19 numaralı tezkeresi devletleri cevabıdır.
Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin 3.31240 (1924) tarihinde toplanan ikinci toplantısının birinci celsesinde kabul edildiği bildirilen 430 numaralı Tevhid-i Tedrisat Kanunu gereğinin yapılması için Başvekâle’e verilmiş ve tebliğ kılınmıştır, efendim.
Türkiye Reis-i Cumhuru
Gazi Mustafa Kemal
(1)
Mustafa Kemal 24 Şubatta Ankara'ya döndü. 1 Martta Meclisin yeni dönemini açarken yaptığı konuşmada hükümetin faaliyetlerini ana hatları ile anlattı. 2 Martta Halk Fırkası parlamento grubu üç yasayı onaylamak için toplandı. Ertesi gün üç önerge meclise sunuldu. Tartışmalar sonunda 3 Mart 1924'te, 429 sayılı Kanunla Siirt mebusu Halil Hulki ve elli arkadaşının önergesi kabul edilerek Şer'iye, Evkaf ve Erkan-ı Harbiye-i Umumiye Bakanlıkları kaldırıldı. 430 sayılı Kanunla, Manisa mebusu Vasıf Bey ve elli arkadaşının önergesi kabul edilerek eğitim ve öğretimin birleştirilmesi Kanunu kabul edildi. 431 sayılı Kanunla Siirt Mebusu Şeyh Saffet Efendi ve 53 arkadaşının önergesi kabul edilerek, Halifeliğin kaldırılmasına ve Osmanlı Hanedanının Türkiye dışına çıkarılmasına karar verildi.32 Böylece, Osmanlı Devleti' in son kalıntısı ve Cumhuriyet yönetimi için tehlike haline gelmiş olan halifelik tarihe karıştı. Kaldırılan bakanlıklar yerine, Başbakanlığa bağlı Diyanet işleri Başkanlığı ile Genelkurmay Başkanlığı kuruldu. (2)
Tevhid-i Tedrisat Kanunu maddeleri şu şekildedir:
Madde 1 – Türkiye dahilindeki bütün müessesatı ilmiye ve tedrisiye Maarif Vekaletine merbuttur.
Madde 2 – Şer'iye ve Evkaf Vekaleti veyahut hususi vakıflar tarafından idare olunan bilcümle medrese ve mektepler Maarif Vekaletine devir ve raptedilmiştir.
Madde 3 – Şer'iye ve Evkaf Vekaleti bütçesinde mekatip ve medarise tahsis olunan mebaliğ Maarif bütçesine nakledilecektir.
Madde 4 – Maarif Vekaleti yüksek diniyat mütehassısları yetiştirilmek üzere Darülfünunda bir İlahiyat Fakültesi tesis ve imamet ve hitabet gibi hidematı diniyenin ifası vazifesiyle mükellef memurların yetişmesi için de ayrı mektepler küşat edecektir.
Madde 5 – Bu kanunun neşri tarihinden itibaren terbiye ve tedrisatı umumiye ile müştegil olup şimdiye kadar Müdafaai Milliyeye merbut olan askeri rüşti ve idadilerle Sıhhiye Vekaletine merbut olan darüleytamlar, bütçeleri ve heyeti talimiyeleri ile beraber Maarif Vekaletine raptolunmuştur. Mezkür rüşti ve idadilerde bulunan heyeti talimiyelerin ciheti irtibatları atiyen ait olduğu Vekaletler arasında tahvil ve tanzim edilecek ve o zamana kadar orduya mensup olan muallimler orduya nispetlerini muhafaza edecektir. (3)
(Ek: 22/4/1341 - 637/1 md.) Mektebi Harbiyeden menşe teşkil eden askeri liseler bütçe ve kadrolariyle Müdafaai Milliye Vekaletine devrolunmuştur.
Madde 6 – İşbu kanun tarihi neşrinden muteberdir.
Madde 7 – İşbu kanunun icrayı ahkamına İcra Vekilleri Heyeti memurdur.
ATABE, Cilt 16, Sayfa 234.
Yeni Belgelerin Işığında Halifeliğin Kaldırılması ve Hanedan Üyelerinin Yurtdışına Çıkarılmaları, Doç. Dr. Oğuz Aytepe, Ankara Üniversitesi Türk İnkılâp Tarihi Enstitüsü Atatürk Yolu Dergisi S 29-30, Mayıs-Kasım 2002, s. 15-29
Mevzuat - Tevhid-i Tedrisat Kanunu