"Beni bir gün sokakta vuracaklar.Alnımdan kan akarak yere serileceğim, yatakta ölmek nasip olmayacak. Ziyanı yok, varsın vursunlar. Vatan benim ölümümle bir şey kaybedecek değildir. Bir Talat gider, bin Talat yetişir!"
İttihatçıların lideri konumundaki Sadrazam Talat Paşa, yurdu terk ettiğinde vicdanlarımıza karşı mahkum değiliz çünkü milletimizi kurtarmak, yurdumuzu yükseltmek istedik fakat talih bize yâr olmadı demişti. Buna rağmen İstanbul'da ayrılırken güvendiği isimlerden Kara Kemal ve Kara Vasıf'a gizli bir örgüt kurma talimatı vermişti. Bu örgütün adı Karakol Cemiyeti idi. Başlangıçta çok yararlı işler yapan bu cemiyet İstanbul'dan Anadolu'ya silah ve insan kaçırılmasında önemli bir rol üstlenmişti. Mustafa Kemal Paşa ile ortak hareket eden bu cemiyet, bir süre sonra başına buyruk hareket etmiş ve Kemal Paşa'ya alttan altta emir vermeye kalkmıştı. Sonuç olarak nihayetinde dağıldı. Talat Paşa ve Mustafa Kemal Paşa, Milli Mücadele döneminde birçok kez mektuplaştı. Talat Paşa, Avrupa'daki durum hakkında bilgiler verdi, tecrübelerini aktardı. Binebi Ankara'nın Almanya'daki gözü olmuştu. Açıkça Mustafa Kemal Paşa'nın hareketini doğru bulduğunu belirten konuşmalar yaptı hatta Enver Paşa'ya Mustafa Kemal Paşa'dan haber beklemeliyiz şeklinde yazılar bile yazdı fakat maalesef 15 Mart 1921 tarihinde Berlin'de Ermeni bir suikastçi tarafından şehit edildi.
"Mustafa Kemal Paşa, Ermenilerin şehit ettiği devlet adamlarının yakınlarına vatani hizmet tertibinden maaş verilmesine dair kanunla Talat Paşa'nın eşi Hayriye Hanım'a maaş bağlatmış ardındansa zavallı Talat Paşa kendisinin bir sapkın Ermeni kurşunu ile Berlin sokaklarında yere serildiğini işittiğim an ne kadar müteessir (üzüntülü) olmuştum." demiştir.