Ve kaldıralım ellerimizi,
Toprağı hissederek
Ufku bitmeyen yerlerde,
Karanlığın isyanıyla
İhtilaller ve devrimler mevcut rejime büyük darbe vururlar. Amaçları her daim kendilerinden önce olanı değiştirmektir. Fakat her değişim zor ve sert olmalıdır. Eğer sevgilinizden ayrılırsanız başlangıçta üzülür ancak sonrasında yenisine varırsınız. Toplum da birleşmiş insanlardan oluştuğu için bu mikro örnek devlet başkanlarıyla örtüşür. Mevcut iktidarı beğenmezsen değiştirirsin. Bu demokratik cumhuriyetin getirisidir.
Demokratik olmayan bir cumhuriyet, örneğin Kuzey Kore Cumhuriyeti, Cumhuriyet sayılır ancak demokrasi olmadığı için halkın yönetimde egemen olmadığı ülke statüsündedir. Bu tarz memleketlerde halklar medya ve ordu yoluyla baskılanır. Boyunlarında görünmeyen bir zincir, ayaklarında ve ellerindeyse prangalar vardır. Nasıl ki Yıldız'ın Baykuşu, Balkan Türklerinin silahına boyun eğdiyse bu her memlekette gerçekleşmesi elzem ve kaçınılmaz bir sondur. Durumlar ne kadar zor ne kadar baskıcı ve yorucu olursa olsun ihtilal günün sonunda gelir. Yüksek vergiler, kalitesiz hayat, adaletsizlikler, ahlaksızlıklar bu ihtilalleri hızlandırır. İhtiyaç olunan tek şey birinin ilk taşı atmasıdır. Sovyet İhtilali 1890'larda başlayan işyeri grevleri sayesinde zeminini kazandı. Tüm ihtilallerin ortak noktası görüleceği üzere isyan ve kandır.
Türkiye'de Kemalist İhtilal başarısızlıkla sonuçlanmakla karşı karşıyayken Atatürk İzmir suikasti olaylarını kullanarak devrimi güvenceye almıştır. İktidarda olanların kim olduğu önem arz etmez, yapılan eylem süreklilik gösterir. İsterseniz Osmanlı'da Padişah, Livonya'da Dük olun, kan dökmediğiniz sürece otoriteniz ve saygınlığınız üst seviyede olmaz. Halk kan görmeyi ister. Çünkü akan kan yapılan ihtilalin tökezlemesini sağlayacak olanların kanıdır. İşte tam da bu sebepten akan kan halka güven verir. Kendine olan özgüvenini arttırır ve istikrara sırtını yaslar. Ne Robespierre'nin giyotinleri ne de Lenin'in mermileri boşuna kullanılmadı. Her biri yeni hükümeti güvenceye almak için kullanılmış aygıtlardı ve bu sayede halkın güvenini kazandılar. İşte KAN tam da bu sebepten gereklidir. Zulüm edenlerin kanı dökülmezse onların artıkları her daim tehdit yaratır.