25 Nisan 1915 – Gelibolu’ya çıkarma yapmak amacıyla gece yarısına doğru yola çıkarılmış olan İtilaf birlikleri, gece 01.00’de Gökçeada ile Gelibolu Yarımadası arasında belirlenen yere vardılar. Triumph, Majestic ve Bacchante, hedef şaşırtmak üzere boş olarak ilerlerlerken diğer gemilerdeki birlikler, daha küçük gemi ve çoğunlukla filikalara bindirilerek kıyıya sevkedildiler. Saat 03.00’te ay batıp, ortalık zifiri karanlığa gömüldükten yarım saat sonra, çıkarmaya başlama emri verildi. Harekât büyük bir sessizlik içerisinde icra edilmeye başlandı ve gemilerden indirilen askerler, günün ilk ışıklarına kadar devam eden kısa bir yolculuk sonucunda, kendilerine büyük bir zafer sağlayacaklarını düşündükleri Gelibolu’nun batı ve kuzeybatı yönündeki Arıburnu sahillerine çıkmaya başladılar. Arıburnu’ndan başka, İtilaf Devletleri Seddülbahir ve Kumkale’ye de büyük miktarlarda asker çıkardılar130. 25 Nisan’da güneşin ağarmasından sonra Gelibolu Yarımadası’nda İtilaf Devletleri’nin çıkarma durumlarının şu şekilde gerçekleştiği görülmüştü: İngiliz ve Anzak birlikleri Gelibolu Yarımadası’nın batı sahilinde Zığındere’ye ve Kabatepe batısındaki Arıburnu ve Tekkeburnu civarlarına, Fransız birlikleri ise Anadolu yakasındaki Beşik ve Kumkale’ye çıkarma yapmışlardı. Bu suretle deniz mücadelesinden sonra Çanakkale Savaşları diye bilinen büyük mücadelenin, kara savaşları evresi başlamış oldu. Bu çıkarma karşısında, 19. Tümen Kumandanlığı’na, Boğaza hakim olan yüksek araziyi tehdit eden ve Yeni Zelandalılar ile Avustralyalılardan oluşan Anzak hücumunu durdurması emri verilmişti. Yarbay Mustafa Kemal bu emir karşısında Tümenini Kemalyeri üzerinden ileri sürmüş, Anzak hücumunun gücünü sezerek, Liman von Sanders ile ters düşmek pahasına ihtiyat olduğu halde inisiyatifi ele almıştı. Bu muharebenin en kritik anında da 57. Piyade Alayı’na şu şekilde bizzat komuta etmişti: “Size ben taarruz emretmiyorum, ölmeyi emrediyorum! Biz ölünceye kadar geçecek zaman zarfında yerimize başka kuvvetler ve kumandanlar kaim olabilir”. Bu büyük emrin, sonradan Türkler tarafından muharebenin ilk gününün tayin edici manevrası olduğu anlaşılacaktı. yaşındaki Yarbay Mustafa Kemal’in günlük askerî rapordaki sözleri, esasında Çanakkale savaşlarının kaderini erkenden belirliyordu: “kazandığımız an, o andı”
Kaynak: Kronolojik Çanakkale Savaşları Tarihi (3 Kasım 1914 - 9 Ocak 1916)