Her şeyde bir kavga var ülkemde. Her şeyde bir kaos… Peki bu şiddet, bu kavga neden? Neden ülkemde hakem dövülüyor? Neden ülkemde eğitimciye küfür ediliyor? Neden ülkemde doktora şiddet uygulanıyor? Neden ülkemde gazeteciye tazyikli su tutuluyor? Neden ülkemde mülteci sorununu dile getiren gazeteciler ve siyasetçiler içeri alınıyor? Neden ülkemde Ergenekon, Balyoz, Poyrazköy, Hakkari Şemdinli, Oda TV, ÇYDD, Atabeyler gibi kumpaslar düzenlenir iken halk susuyor veya susturuluyor? Neden Gazze’ye gösterdiğiniz hassasiyeti KYK yurtlarındaki denetimsizlikten ötürü asansör boşluğuna düşüp ölen öğrenciye, 6 Şubat depremlerinde 50 bine varan vatandaşa, 38 yaşında geçimini kuryelik yaparak sağlayan, evli ve bir çocuk babası olan ve Somali Cumhurbaşkanı’nın oğlu Hassan Sheikh Mohamaud tarafından öldürülen Yunus Emre Göçer’e, tarikat yurtlarında olan taciz ve tecavüze, imam nikahı ile küçük yaşta evlendirilen kız çocuğuna, oğlunu veya kızını okutmamak için elinden geleni yapan babaya, ülkemize mülteci olarak gelen ve gitmek bilmeyip kendi vatanları gibi burayı sahiplenen (ki kendi ülkesinden savaştan kaçan biri Türkiye’de savaş olsa yine kaçar kannımca.) Suriyeliye, Afgan’a, Fars’a, Pak’a, Aryan’a, Ukraynalıya, Rusyalıya, Belarusluya, tarikat yurdunda baskıya uğrayıp intihar eden Enes Kara’ya, kara para aklama adına kitap yazıp 3 ay hapiste tutulan Barış Pehlivan’a, para ile dağıtılan vatandaşlığa, sırf takım elbise giydi diye ceza indirimi alan Özgecanların, Azraların, Şulelerin, Buketlerin katillerine, 80 yaşındaki generalleri içeri atanlara, Ankara’da bomba patlayınca “oy oranımız artar.” diyenlere, Türkiye’nin dört bir yanında olanlara niye sessiz kalıyorsunuz veya sessiz kalma mecburiyetindesiniz?
Niye süresince Oda TV ve Ergenekon kumpasında teröristler ile bir tutulan ve duruşmasından 10 gün önce öldürülen Kaşif Kozinoğlu’na, Ergenekon kumpasında kanser her yerini sarmış iken bile tutuklu bulunan iş adamı Kuddusi Okkır’a, Amirallere Suikast kumpas davasından beraat edip evinin tuvaletinde silahıyla intihar eden elinde sadece onuru ve şerefi kalan Yarbay Ali Tatar’a, 90’lı yıllarda terörün kokunu kazıyan ve FETÖ hakkında erken uyarıda bulunan Hasan Atilla Uğur’a, 31 Ocak 1996 tarihinde Kardak kayalıklarına Türk bayrağı diken Deniz Kurmay Albay Ali Türkşen’e, sahte delillerle üstü çizilip Balyoz kumpasında yargılanan Tümamiral Cem Gürdeniz’e, 90’lı yılların korkulu ekibinden olan Tuğgeneral Veli Küçük’e, 26. Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ’a, Korgeneral Hasan Kundakçı’ya ve sayısu bine varan general, subay ve astsubaylara, FETÖ için erken uyarı yaapınca öldürülen Ahmet Taner Kışlalı’ya, Necip Hablemitoğlu’na, Kürt Raporu kitabını yazarken öldürülen Uğur Mumcu’ya, arabasında bindiği sırada iki maskeli kişi tarafından öldürülen Çetin Emeç’e, terör sorununu incelemek isteyip helikopteri arıza yaptırılarak öldürülen Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Eşref Bitlis’e, sırf itirafçı oldu diye kafasına bitişik iki el atış açılıp öldürülen Binbaşı Ahmet Cem Ersever’e, 80 İhtilali’nden önce sağ – sol çatışması olurken birbirini öldüren gençlere, 6. filo İstanbul’a demir atarken 6. filoya secde edenlere niye sessiz kaldınız veya kalmak mecburiyetinde kaldınız?
Haydi kalın esenlikle…