Cumhuriyetimiz, koskoca bir yüz yılı devirdi. Her ne kadar büyük zorluklar yaşamış, düşmanlarıyla mücadele içine girmiş ve çalkantılı dönemlerden geçmiş olsa bile apaçık ayakta durmakta. Günümüzde dahi bitmeyen bir mücadele durumu, her ne kadar zorluklarıyla da olsa, ona deneyim katmaktadır.
Peki ya cumhuriyet kimdir? Cumhuriyet, bizzat Türk milletinin kendisidir. Türk milleti, ne kadar vatanı ve milleti için çalışır, bilinçlenir, faaliyette bulunursa o kadar cumhuriyete yararı dokunur. Ancak bu işin ilk basamağı, millet içerisinde birey olarak Türk'ün kendisini geliştirmesidir.
Ayrıca dikkat çekmek istediğim bir konu daha var: "dayanışma". Bizim genetik kodlarımızda ve kültürel yapımızda, korku kültüründen sevgi kültürüne geçebilecek potansiyel bulunmakta. Bunun sırrı da bana kalırsa kuvvetli dayanışma yetimizde yatmaktadır. Şu son zamanlarda ardı sıra gelen korkunç haberler gerçek vatanseverleri, barışseverleri ve iyileri daha da bir araya getirerek düşmanca ve haince emelleri boşa çıkarmaktadır.
O büyük adam şöyle demiş: "Umutsuz durumlar yoktur, umutsuz insanlar vardır. Ben hiçbir zaman umudumu yitirmedim." Bir bakıma Türkiye Cumhuriyeti umutların yüceliğiyle yükselmiştir. Aynı zamanda bir işi başarmanın ilk koşulunun inanmak oluşu, bizlerin bu vatanın geleceği için olumlu düşünmemizi ve düşünmekten öte iş ve eylemlerimizi de o şekilde yapmamızı zorunlu kılmaktadır.
29 Ekim günü nice kişilere bir umut ve milat olsun. Bu vatan uğruna şehit düşmüş milyonları, millet için çalışıp didinmiş emektarları, gönlünde iyilik ve sevgi besleyen insanları en güzel şekilde selamlıyorum. Cumhuriyetimizin 101.yılı kutlu olsun.